Daha çok gösteri maçı. Üç maç üstünden. | Open Subtitles | إنها مُباراة استعراضيَة، أفضَل واحدَة مِن ثلاثَة مباريات |
Biz evliyken, seni ne bir tiyatroya ne de bir sergiye götürebilirdim, özellikle de TV'de futbol maçı varken. | Open Subtitles | لَم أستطِع جعلكَ تذهَب للمَسرَح أو معرَض فنون عندما كُنا متزوجين، خاصَة لو كانَ هُناكَ مُباراة على التلفاز |
Önemli çünkü bu, herhangi birimizin oynayabileceği son gerçek basket maçı. | Open Subtitles | إنها تعنينا لأنّها آخر مُباراة كرة سلّه حقيقية سيلعبها كل وآحد منّا .. |
Bugünkü maç büyük. Beysbolu düşünelim. | Open Subtitles | اليوم مُباراة كبيرة دعونا نُفكر بالبيسبول، حسنُ؟ |
Bir maçta en az operada olduğum kadar rahatımdır. | Open Subtitles | أنا أرتـاح في مُباراة البايسبول كما وأنّي في حفل الأوبِـرا |
Lütfen sesimi bağışlayın. Oğlumun futbol maçında fazla tezahürat yaptım. | Open Subtitles | أعذريني علي صوتي ، فإنني أهتف كثيراً في مُباراة إبني |
Bu durumda, Panthers maçını evde izleyebilir miyiz? | Open Subtitles | في تلك الحالة إذن، أيُمكننا مُشاهدة مُباراة فريق (ذا بانذرز) في المنزل؟ |
'95 Bulls maçından konuşuyorduk. | Open Subtitles | هيا هل ترى, نحن نتكلم عن مُباراة سنة 1995 |
Bir basketbol maçı sonrası okul dışında çekilmiş bir şey bu. Üniversite partisinde falan değil. | Open Subtitles | كانَ ذلكَ خارج المدرسة ، بعد مُباراة كرة السلة و ليس بنفس الحفلة الجامعية. |
Pazar gecesiydi, futbol maçı izliyordum. | Open Subtitles | ليلة الأحد، كنتُ أشاهد مُباراة كرة القدم |
Çünkü bugünkü maçı kim kazanırsa kazansın... gelecek hafta kardeşimle oynayacak. | Open Subtitles | لأنهُ مَن يَربَح مُباراة اليوم... . عليهِ أن يُلاكمَ أخي على البطولَة الأسبوع القادِم. |
Jane Addams'a bir keresinde aşırı sert kroket maçı sırasında dediğim gibi, en iyi defans ... hücumdur. | Open Subtitles | كما قلتُ لـ"جاين آدامز" مِن قبل أثناء مُباراة "كريكيت" عِدائية للغاية، أفضَل هجوم هو في الحَقيقة مجرد هجوم جيد. |
Sadece bir kılıç maçı, ciddi bir şey değildi. | Open Subtitles | لقد كانت مُجرد مُباراة |
Ohio'daki Scarlet-Gray maçı. | Open Subtitles | (مُباراة (سكارليت) و (جراي) في جامعة (آوهايو |
Lütfen bir klasik olduğunu söyleme. Klasik bir maç. | Open Subtitles | أرجوك لا تُخبرني أنّها كلاسيكيّة هي الأُخرى - مُباراة كلاسيكيّة - |
Bu olay ortaya çıktığından beri yapılan ilk maç. | Open Subtitles | أول مُباراة منذ حصَلت هذه الحادثَة. |
Büyük maç... | Open Subtitles | بالتأكيد أعرف. مُباراة كبيرة. |
Her maçta oynaması karşılığında sezon sonunda yarım milyon dolar alacak. | Open Subtitles | لقد تمّ التعاقد معه للحصول على نصف مليون في نهاية الموسم بلعبه كلّ مُباراة. |
Ve her maçta kavga etmesi gerekiyor yoksa parayı alamaz. | Open Subtitles | والأمر غير المُتوقع أنّ عليه القتال بكلّ مُباراة وإلاّ فإنّه لن يحصل على شيءٍ. |
Ligde geçirdiğim tüm zamanda, hiç TD yapmadım, playoff maçında oynamadım, bir tane bile ihtişamlı an yaşamadım. | Open Subtitles | فى كل تاريخى بالدورى ، لم أحرز أى لمسة أرضية لقد لعبت فى مُباراة فاصلة حظيت بلحظة واحدة من المجد |
Ne oldu? Lakros maçında çok yüksek sesle mi bağırdın? | Open Subtitles | أكنت تصيح في مُباراة أو ما شابه؟ |
- Her maçını, her vuruşunu. | Open Subtitles | -في كل مُباراة وبكل ضربة له ... |
Basket maçından hemen sonra ne yaptığınızı söyler misiniz? | Open Subtitles | -هلا أخبرتنا ما فعلت بعد مُباراة كرة السلة؟ |