İkinci dereceden demek nispeten Erken teşhis demek. | Open Subtitles | المرحلة الثانية, يعني بأننا إكتشفنا الورم في وقت مُبكر |
Çarşamba sabah Erken saate programladım. | Open Subtitles | وضعتة على التقويم. في الأربعاء مسائاً بوقت مُبكر |
Hayır ama yeni tanışmış. Çok Erken olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لا, هو قابلها فقط للتو فعلى الأرجح هذا مُبكر وسريع جداً |
Biraz erkenci değil misin? | Open Subtitles | مُبكر قليلاً, الا تعتقد؟ |
Sabah erkenden hayırseverler etkinliği buluşmasındaydım. | Open Subtitles | لديّ بوقتٍ مُبكر صباح اليوم اجتماع لحفلٍ خيري. |
Bugün çok erkencisin. | Open Subtitles | أنت مُبكر, أليس كذلك |
Asla çok Erken değildir. Özellikle onun yaşında biri için. | Open Subtitles | لا , ليس مُبكر أبداً خاصةً لشخص مثل عُمره |
Kutlama için biraz Erken değil mi? | Open Subtitles | حسنًا، إنه مُبكر قليلاً للإحتفال، ألا تظن؟ أعني، الإختيار |
Erken vakitler kasabada bir tane vardı ama gece boyu bir şey görmedik. | Open Subtitles | كان هناك دبٌّ في البلدة في وقتٍ مُبكر اليوم ولكن لا يوجد شيءٌ الليلة على الاطلاق هل سمعتم ذلك ? |
Bu Erken saat için fazla heyecanlandırıcı görünüyorlar. | Open Subtitles | تبدو مثيرة جداً لكهذا وقتٍ مُبكر من المساء |
Bir kaç saat sonra bir defilem var ve hazırlanmak için Erken orada olmam gerekiyor. | Open Subtitles | لديّ عرضٌ بعد ساعتين، ويجب أن أصل إلى هناك بوقتٍ مُبكر للماكياج والتجهيزات. |
İçkiye başlamak için vakit Erken. | Open Subtitles | الوقت مُبكر قليلاً للبدأ في إحتساء الخمر. |
Genelde biraz daha Erken yasta olur. | Open Subtitles | بالواقع إنه دوماً يحصل هذا الأمر في وقت مُبكر قليلاً. |
Bak, biliyorum o biraz değişik ama bence bunu konuşmak için Erken. | Open Subtitles | أنظر, أعلم بأ،ه مختلف قليلاً لكنني أعتقد أيضاً بأنه مُبكر قليلاً لنتحدث عنه |
Her kim Erken tahliye edilirse karşılığında sapkın arzularını dindirmek için kısırlaştırılıyormuş. | Open Subtitles | الذي تحصل على إطلاق سراح مُبكر عن طريق موافقته على الإخصاء للتخفيف من رغباته الشريرة |
Kendimi erkenci sanırdım. | Open Subtitles | إعتقدتُ أنني شخص مُبكر. |
- Ne erkenci. | Open Subtitles | -انه مُبكر ! |
Doktorlar annem ve babamı erkenden mezara soktu. | Open Subtitles | أودى الأطباء بحياة والديّ في وقتٍ مُبكر. |
Gözünün önünden ayırma lütfen şekerlerini kontrol et ve erkenden eve getir. | Open Subtitles | حسناً ، لا تدعيها تغيب عن ناظرك من فضلك تفقدي الحلوى خاصتها وعودي بها بوقت مُبكر |
erkencisin. | Open Subtitles | الوقت مُبكر قليلاً؟ |
Bugün erkencisin. | Open Subtitles | أنت مُبكر اليوم. |