Sen çok erken olduğunu düşünüyorsun bense Çok geç olduğunu. | Open Subtitles | أنت تعتقد أنه هُنا بوقت أبكر من اللازم وأنا أعتقد أنه مُتأخر للغاية |
Ondan dünyaları istemedim, biraz çaba gösterse yeterdi ama muhtemelen artık Çok geç. | Open Subtitles | أردت منه فقط رؤية قليل من المجهود ومن المُحتمل أن الوقت مُتأخر للغاية على ذلك |
Düşünmek için artık Çok geç. | Open Subtitles | هذا مُتأخر للغاية للبدأ فى التفكير ...فقط إبقي معي |
Baba, bu geceyi iptal etmek için Çok geç. | Open Subtitles | أبـي، قرار الـإلغاء هذا مُتأخر للغاية. |
Baba, gecenin Çok geç bir saatinde Central Park'taydı. | Open Subtitles | أبي، لقد كان في (سنترال بارك) في وقتٍ مُتأخر للغاية من الليل. |
Ben şimdi Çok geç kaldım. | Open Subtitles | . إنني مُتأخر للغاية |
Çok geç kaldım. | Open Subtitles | أنا مُتأخر للغاية |
- Çok geç kaldınız. | Open Subtitles | أنت مُتأخر للغاية |
Çok geç. | Open Subtitles | الوقت مُتأخر للغاية |