Bir Cumartesi sabahı öldün. | Open Subtitles | لقد مُتِ صباح السبت |
Zaten bir kez öldün. | Open Subtitles | و لقد مُتِ مره بالفعل |
ölürsen; seni unutmamı ve hayatıma devam etmemi söyledi. | Open Subtitles | قلتيليان مُتِ.. فأنكِ تريديني بأنك انساكِ وامضي قدماً |
Eğer sen ölürsen, ben kendimi asla affedemem. | Open Subtitles | إن مُتِ , فإني لن أُسامحْ نفسي |
Molly, Öldüğün zaman bir takım şeyler gördüğünü söylemiştin. | Open Subtitles | (مولي) لقد قلت هذا انك رأيت اشياء، وأنك مُتِ |
Öldüğün gün, | Open Subtitles | اليوم الذي مُتِ فيه |
Sen çok uzun zaman önce öldün. | Open Subtitles | لـقد مُتِ منذ وقت طويل جداً... |
Sen öldün. | Open Subtitles | لقد مُتِ |
Yine öldün. | Open Subtitles | مُتِ , مجدداً |
Ama ölürsen savaş biter. | Open Subtitles | ولكن إذا مُتِ سوف تنتهى الحرب |
- ölürsen yardım da edemezsin ama. | Open Subtitles | ولا يمكنك مساعدتها إن مُتِ |
Sen ölürsen görev başarısız olur. | Open Subtitles | إذا مُتِ ، فستفشل المُهمة |
Eğer ölürsen ona bir faydan dokunmaz. | Open Subtitles | لن تنفعيها إن مُتِ |
ölürsen, ölümün kesin olur. | Open Subtitles | -لو مُتِ ، موتكِ سيكون نهائيّ . |
Orion senin Öldüğün yer. | Open Subtitles | حيثُ مُتِ |