Yine de göründüğü gibi sadık bir şirket çalışanı olmadığı söyleniyor. | Open Subtitles | ولكن، هناك شائعة لم تكن مُخلصة للشركة كما كان يبدُ عليها |
sadık ve fedakâr bir eşti. Çok daha fazlasını hak ediyordu. | Open Subtitles | لقد كانت زوجةٌ مُخلصة مُكرّسة استحقتَ المزيد |
Ömrünüz boyunca, hastalıkta ve sağlıkta onu seveceğine, onurlandıracağına ve yanında olacağına ve yalnızca ona sadık kalacağına yemin ediyor musun? | Open Subtitles | هل تقسمين بأن تحبيه وتحفظي شرفه وتحافظي عليه في الشدّة والرخاء, ولأجل الجميع وتكونين مُخلصة له طالما انكم ستعيشون معاً؟ |
Beni işe aldığında, sana sadık olacağıma yemin etmiştim ve eğer şimdi sadık olamıyorsam, hiç olmamışım demektir. | Open Subtitles | حينما قبلت بي ، أقسمت على أنّ أكون مُخلصةً لك وإذا لم أكن مُخلصة في مثل هذه الظروف فلن أكون مُخلصةً أبداً |
Madeline bu işe bağlıydı. | Open Subtitles | كانت (ماديلاين) مُخلصة للعمل. |
Ross... ..Ama önem verdiğim insanlara sadık olmaya çalıştım. | Open Subtitles | لكنني احاول أن اكون مُخلصة .للأشخاص الذين يهمني امرهم |
Bak... Gerçeklere sadık bir şekilde inanırdı. | Open Subtitles | اسمعي، كانت مُؤمنة مُخلصة بالحقيقة. |
sadık ve işe yarar olduğunu bana kanıtladın. | Open Subtitles | يجب ان تثبتي لي أنكِ مُخلصة وداهية |
Firavuna sadık olduğun kadar Mısırlısındır. | Open Subtitles | انت مصرية ما دمتِ مُخلصة للفرعون |
Çok zeki bir mühendis ve çok da sadık. | Open Subtitles | إنها مهندسة عبقرية، وهي مُخلصة |
Sana karşı sadık ve sana destek olan düzgün bir eş. | Open Subtitles | زوجة شريفة ، مُخلصة لك وتقف الي جانبك |
Evet, doğru, ama ben Tanrı'nın ve insanların önünde Ann'a sadık kalacağıma yemin etmedim. | Open Subtitles | أجل، ولكني لم أتعهد بنذرٍ أمام الرب والجميع بأن أكون مُخلصة لـ(آن) |
Yaşadığım sürece sevgi, saygı içinde ve sadık... sevgi, saygı içinde ve sadık... olacağıma olacağıma | Open Subtitles | "بالحب، الوفاء والمُحافظة عليك" "بالحب، الوفاء والمُحافظة عليك" " وأكون مُخلصة لك... |
Bebe, evet. Annem, babama sadık değildi ve evden kovuldu. | Open Subtitles | أجل يا (بيبي)، امّي كان غير مُخلصة لأبي، لذلك اُرسلت بعيدًا. |
- sadık vatandaşsın ve işbirliği yapacaksın. | Open Subtitles | ـ أنت كبطلة مُخلصة لبلادها وستتعاونين ـ (ترودي) ماتت |
Ramsay'e karşı bizi destekleyen sadık ailelere. | Open Subtitles | إلى عائلات مُخلصة كانت تُدعمنا ضد (رامزي) |
sadık kelimesini telaffuz edemiyor. | Open Subtitles | انها لا تستطيع نطق " مُخلصة " |
Beçkett sana sadık. | Open Subtitles | إنّ (بيكيت) مُخلصة لك. |
sadık ve dikkatliydi. | Open Subtitles | كانت مُخلصة |