"مُذنباً" - Traduction Arabe en Turc

• suçlu
• suçluydu

Müvekkilim Kibler tarafından suçlu bulunmuş ve müebbet hapse çarptırılmıştır.
الآن، موَكلي وُجِدَ مُذنباً و حُكِمَ بالمؤبَد من قِبَل كيبلَر

Beni suçlu ilan etmeden önce, hikayemi dinlemeyecek misiniz?
حسناً، قبل أن تفترض أنني مُذنباً لما لا تسمع قصتي؟

Onun bir şeylerden dolayı suçlu olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Fakat ben burada size onun masum olduğunu anlatacağım.
.ربما إنك تظن إنه مُذنباً بشيئاً ما .لكن أنا هُنا لأخبرك إنه برئياً

Umudumuz mahkemelerin bizim lehimize karar vermesi... ve Vali'nin tamamen suçlu ilan edilmesi.
آمالُنا تنصَب حولَ أن تُصدرَ المحاكِم الحُكم لصالِحِنا مُعلِنةً الحاكِم مُذنباً مَرةً و إلى الأبَد

Mahkeme seni birinci dereceden cinayetten suçlu buldu.
و قد وجدتكَ المحكمة مُذنباً بجريمَة القتل من الدرجة الأولى

Seni bu iddialardan suçlu bulduk ve derhal olmak üzere, süresi belirsiz olarak tecrit koğuşlarına transfer edilmene karar verdik
و وجدناكَ مُذنباً في تلكَ التُهَم و قررنا أنهُ يجب نقلكَ فوراً للحجز الانفرادي إلى أجلٍ غير مُحدّد

Benimle emsal olabilecek bir jüri birinci dereceden cinayetten suçlu buldu.
وجدَتني هيئة المُحلفين مُذنباً بجريمة قتل من الدرجة الأولى

Asla suçlu bir insanı temsil etmeyecektim, ve bunu şimdi bozacak değilim, senin için bile.
قُلتُ أني لن أمثّل أبداً شخصاً مُذنباً و لن أبدأَ بذلكَ الآن، و لا حتى إكراماً لك

İşverenlerin amaçlarına ulaşınca binlerce insanın ölümünden suçlu olacaksın.
عندما يُكمل أصحاب عملك ما يُريدونه سوف تكون مُذنباً بقتل آلاف الناس

Bu yine de cinayetten suçlu olduğunuz gerçeğini değiştirmez.
ذلك ما زال لا يُغيّر من حقيقة كونك مُذنباً بإرتكاب جريمة قتل

suçlu olmadığın sürece niye böyle yapasın?
لما قد تفعل؟ لما قد تفعل ذلك عدا لو كنتَ مُذنباً

Ülkeyi terk etmem beni suçlu göstermez mi?
ألن أبدو مُذنباً إذا سافرت بتلك الطريقة من البلاد ؟

Çünkü yaptığın her şey seni suçlu gibi gösteriyor.
لإنه يبدو أن كل شيء تفعله يجعلك تبدو مُذنباً بالنسبة لي

Bu da seni cinayetten suçlu çıkartır.
و ذلكَ يجعلكَ مُذنباً بجريمَة قَتل

Bundan bana bahsetmemek seni suçlu gösteriyor.
اسمع , بعدم اخبارى جعلك مُذنباً

İtham edildin ve suçlu bulundun.
لقد تمّ إتهامك ، ووجدت مُذنباً.

Ben boncuktan söz ederken birden suçlu moduna girdin ve ceketinin sağ cebine bir bakış attın.
-عندما ذكرتُ الحبّة الزجاجيّة ، بدأت مُذنباً جداً فجأة وحملقت في جيب سترتك الأيمن؟

Konuşmak için ne kadar zaman harcarsan, o kadar suçlu gözükürsün.
كلّما أطلت في الصمت، ستبدو مُذنباً.

Ve bu kendimi daha da suçlu hissetmeme sebep oluyor.
وهذا فحسب يجعلني أشعر بأني مُذنباً أكثر

Büyük bir suç nedeniyle suçlu bulunan sendin.
أنت من وُجِد مُذنباً في جريمة كبرى.

Wyatt Stevens tutuklandı çünkü Wyatt Stevens suçluydu.
وايتستيفنزأُعتقل لأن وايت ستيفنز كان مُذنباً