Çünkü sen takımın tek tehdit ögesi olursan gelecek sezon çifte markaja uğrayacaksın. | Open Subtitles | ، لإنك إذا أصبحت مصدر التهديد الوحيد للفريق فسوف تحصل على رقابة مُزدوجة طوال الموسم |
- çifte vatandaşlık gibi. | Open Subtitles | -مثل الحصول على جنسيّة مُزدوجة . -بالضبط . |
Daha önce hiç çifte randevuya çıkmış mıydın? Kesinlikle. | Open Subtitles | -هل سبق و خرجت بمواعدة مُزدوجة قبلاً؟ |
çifte seans düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أفكّر في حصّة مُزدوجة. |
Kelly ve Moyer, 6 hafta önceki bir çifte cinayet için Leshawn'ı izliyorlarmış. | Open Subtitles | كان (كيلي) و(موير) يُحققان بجريمة قتل مُزدوجة لـ(ليشون) قبل ستة أسابيع. |
Kuzeni Diego Gutierrez, Montgomery tarafından çifte cinayet suçundan 1995 yılında tutuklanmış. | Open Subtitles | تمّ إعتقال قريبه (دييغو غوتيريز) بواسطة (مونتغمري) بتهمة جريمة قتل مُزدوجة في عام 1995. |
çifte hayat yaşamıyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تعيش حياة مُزدوجة |
Dupont Gardens'ta bir çifte cinayet vakası. | Open Subtitles | جريمة قتل مُزدوجة في (دوبونت غاردين). |
Arkadaşını gizlemek için çifte blöf yapıyor. | Open Subtitles | -إنّها خُدعة مُزدوجة لإخفاء صديقه . |
çifte atlama dedim. | Open Subtitles | " لقد قُلت " قفزة مُزدوجة |