Belki seni rahatsız eden, hayatında ilk kez kendini daha kabullenici taraf olarak bulman. | Open Subtitles | ما سيَكُونُ جَعْلك مُزعجَ ذلك تَجِدُ نفسك في الدورِ الأكثرِ طاعة. |
Açıkçası Nervosa'da onunla arkadaşça sohbet etmek beni rahatsız etti. | Open Subtitles | وحقيقة تَكُونُ مُخبَرةً، أنا كُنْتُ مُزعجَ مُعَاشَرَة مَعه في عصبيةِ. أوه. |
Aynı evde yaşamak rahatsız edici olabilir. | Open Subtitles | المعيشة هنا مَعك وكُلّ شىء قَدْ يَكُونُ مُزعجَ |
Sanırım, yalnızca biraz rahatsız olacaksın diyebilirim, anlaştık mı? | Open Subtitles | أعتقد لا خطر في أن نقول بأنّك هَلْ فقط سَتَكُونُ مُزعجَ بشكل معتدل، حسناً؟ |
Hayır, seksten bahsetmek beni rahatsız etmiyor, hayır. | Open Subtitles | لا، لَستُ مُزعجَ تَحَدُّث عن الجنسِ، لا. |
Seni rahatsız etmiş olmalı. | Open Subtitles | كَانَ لِزاماً عليهِ أَنْ يَكُونَ مُزعجَ لَك. |
Kendimizi rahatsız hissetmemiz için bir neden yok Marty. | Open Subtitles | نحنلَيْسَلَناسببُ لِكي يَكُونَ مُزعجَ. |
- Eski parlak günlerimde bizden bazı olayları inkâr etmemiz ve gerçeği çarpıtmamız istendiğinde çok rahatsız olurdum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ مُزعجَ جداً عندما هم طَلبوا مِنْنا قَول الأشياءِ بأنّني لَمْ أُردْ القَول ويُنكرُ أشياءَ أخرى. أَنا مجنونُ جداً فيك، فرايزر. |
Cinsel ifade konusunda neden rahatsız olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | النظرة، أَفْهمُ بأَنْك سَتَكُونُ مُزعجَ... بفكرةِ التعبيرِ الجنسيِ. |
Çok rahatsız edici olmalı. | Open Subtitles | ذلك يَجِبُ أَنْ يَكُونَ مُزعجَ جداً. |