Sonra, buzdolabına doğru gitti. Tam o sırada Silahımı çıkardım. | Open Subtitles | ثمّ ذهب إلى الثلاجة، وحينها أخرجتُ مُسدّسي. |
Eğer Silahımı aldıysa ve birisi onu öldürdüyse belki arada bir bağlantı vardır. | Open Subtitles | لو أنّه أخذ مُسدّسي وشخص ما قتله، فلربّما هُناك صلة. |
Manyak karı Silahımı aldı. | Open Subtitles | تلك السافلة المجنونة سرقت مُسدّسي |
- Bildiğim kadarıyla kaybolan tek şey var o da benim silahım. | Open Subtitles | حتى الآن، الشيء الوحيد الذي أعلم أنّه مفقود بشكل يقين هُو مُسدّسي. |
- silahım sende mi? | Open Subtitles | هل أحضرت مُسدّسي ؟ |
Silahımı bulabildiğine sevindim. | Open Subtitles | مسرورة فحسب أنّك وجدت مُسدّسي. |
Silahımı şimdi boynuna dayadım ve kanıyla bir Jackson Pollock çizeceğim şimdi. | Open Subtitles | مُسدّسي مُصوّب نحو حلقه وسأرسم بدمائه لوحة لـ(جاكسون بولوك). |
Silahımı bile çekmedim daha. | Open Subtitles | لمْ أسحب مُسدّسي قط. |
- Silahımı getirmeliydim. | Open Subtitles | توجّب أنْ أجلب مُسدّسي. |
- Merak etme, Silahımı getirdim. | Open Subtitles | لا تقلق. فقد جلبتُ مُسدّسي. |
Nate, Silahımı versen iyi edersin. | Open Subtitles | (نيت) مِن الأفضل أن تُعطيني مُسدّسي |
Castle, beni Linus'la yüz yüze getirirsen yemin ederim Silahımı çeker vururum onu. | Open Subtitles | أقسم لك يا (كاسل)، لقد جلبتني وجهاً لوجه مع (لاينوس)، -فإنّي سأسحب مُسدّسي وأطلق النار عليه . |
Silahımı ver. | Open Subtitles | أحضروا مُسدّسي ! |
Benim silahım değil bu. | Open Subtitles | هذا ليس مُسدّسي. |
Sanırım kendi silahım yeter bana. | Open Subtitles | -أعتقد أنّي سأكون على ما يُرام مع مُسدّسي . |
Bu benim yedek silahım. | Open Subtitles | هذا مُسدّسي الإحتياطي. |
- Benim kendi silahım var. | Open Subtitles | لديّ مُسدّسي الخَاص. |
- silahım. | Open Subtitles | مُسدّسي. |