"مُغطى" - Traduction Arabe en Turc

• kaplı
• kaplanmıştı

Elmaslarla kaplı dev bir kadife battaniye gibi.
وااو , انها تشبه غطاء كبير مُغطى بالألماس

Bir arkadaş, azıcık bir insan samimiyeti arayışıyla dışarı çıkıp kendini hayvan kanıyla kaplı bir hâlde ormanda buldun mu?
هل خرجت تبحث عن رفقة ما بعض الدفء الإنساني فقط لتأتي إلى الغابات مُغطى بدماء الحيوانات؟

El izleriyle kaplı taştan büyük bir duvar.
حائط كبير من الحجارة مُغطى بعلامات الأصابع

Açıldığı nokta koruyucu şeffaf bir zarla kaplı küçük bir iğne deliği boyuna kadar küçülür.
ضيقت الفتحة إلى ثقب صغير مُغطى بغشاء شفاف حامٍ

Genellikle kırmızı ya da sarımsı olurlar ama senin gördüğün buzla kaplanmıştı.
إنهُ بالحقيقة أحمر أو صحراوي اللون لكن الذي رأيتهُ كان مُغطى بالثلج

Bütün vücudu, yüzündeki gibi delikli yaralarla kaplı.
جسدها كله مُغطى بتلك الجروح التي ترونها على وجهها

Canavara bile benzemiyorsun. Yosun kaplı geyiğe benziyorsun.
انت لا تُشبه الوحش حتى تبدو كغزالِ مُغطى بالطحالبِ

Bankaya yaklaşmayın. Üzeri dinamitlerle kaplı.
لا تقترب من البنك انه مُغطى بالـ "ديناميت"

Güneşin yüzeyi siyah lekelerle kaplı - güneş lekeleriyle.
سطح الشمس مُغطى بـ بقع سوداء - - بقع شمسية

2000 metre uzunluğunda buzla kaplı ayı mı?
دبٌ بطول 7 أقدام مُغطى تماماً بالثلج؟

El izleriyle kaplı taştan duvar.
حائط حجارة مُغطى بعلامات الأصابع

Bir haftadan fazla. Burası tozla kaplı.
أكثر من أسبوع هذا المكان مُغطى بالغبار

Bütün duvarınız bu posterlerle kaplı.
حائط بأكمله مُغطى بتلك الملصقات

Bedenin anlam veremediğin simgeler ve dövmelerle kaplı.
جسدك مُغطى بالأوشام شعارات لا تفهمينها

Sırtları da otla kaplı olurmuş.
ظهرهم مُغطى بالعشب

Eskilerin yazılarıyla kaplı.
حسنآ ! هو مُغطى بالكتابة القديمة

- Çünkü yağla kaplı.
-لأنّك مُغطى بالشحم .

Ve yüzün onun kanıyla kaplanmıştı, değil mi?
وكنت مُغطى بدمائها، صحيح؟

Atım sümüğünle kaplanmıştı.
فرسي كان مُغطى بمخاطك.