Fakat telefon lazIm, bir arama bekliyorum. | Open Subtitles | لكني أحتاج لاستخدام هذا الهاتف، أنا في انتظار مُكالمة |
Neden? Çünkü bizim için bir arama yapacaksın. | Open Subtitles | ـ لأنك ستجري مُكالمة هاتفية من أجلنا كي تقربنا منه |
Ben de telefon şirketini aradım. Dediler ki gece ikide silinen bir arama yapılmış. | Open Subtitles | لذا اتصلت بشركة الأتصالات وتبين أن هناك مُكالمة محذوفة في الساعة الثانية صباحاً |
Dün gece 40-50 metre uzaktan 911'e bir çağrı geliyor. | Open Subtitles | إذن، ترد مُكالمة للطوارئ الليلة الماضية، من حوالي 50 يارد من هنا. |
çağrı az önce ulaştı ve bir ekip çağrıya cevap veriyor. | Open Subtitles | أتتني للتو مُكالمة إفادة هُناك دورية شرطة تستجيب للإفادة |
Yaklaşık bir saat önce bir telefon aldılar. - Burada ciddi bir sorunumuz var. | Open Subtitles | وردتني مُكالمة هاتفية مُنذ ساعة، تفيد بأنّنا نصادف مشكلة. |
Selam. telefonla konuşuyor. | Open Subtitles | مرحباً , كان يجب ان تتلقى مُكالمة هاتفية |
İzninizle bir arama yapmam lazım. | Open Subtitles | الآن ، إذا كان بإمكانكم عُذري أحتاج إلى إجراء مُكالمة |
Sandstorm'daki elemanımdan hiç beklemediğim bir arama aldım. | Open Subtitles | لقد وصلتني للتو مُكالمة غير مُتوقعة من مصدري بداخل المُنظمة |
O ayrıldıktan 20 saniye sonra mağazanın sahibi bir arama yaptı. | Open Subtitles | ، بعد مرور 20 ثانية من مُغادرته قام مالك متجر الأحذية بإجراء مُكالمة |
Senin oğlana gecenin bir yarısı arama geldi. | Open Subtitles | تلقى فتاك مُكالمة في مُنتصف الليل |
Tamam, hiç kimsenin tetikleyici bir arama yapmayacağından... ..yakınlardaki tüm baz istastonlarını kapatmam gerek. | Open Subtitles | حسناً ، يتوجب علىّ التأكد من عدم تمكن أى شخص من إجراء أى مُكالمة أحتاج إلى إغلاق جميع أبراج الهواتف الخلوية المُتواجدة بالقرب منكم |
- Özellikle bir arama. | Open Subtitles | أخِر مُكالمة لهما سوياً |
- Özellikle bir arama. | Open Subtitles | أخِر مُكالمة لهما سوياً |
Biraz önce telefon şirketi geri döndü. Odaya, Scarlett O'Hara'ya 4 günlüğüne kiralandığı sürede sadece 1 arama gelmiş. | Open Subtitles | هناك مُكالمة واحدة وردت لغرفة النُزل خلال الأربعة التي تمّ تأجيرها فيها لـ(سكارليت أوهيرا). |
Neredeyse karısının psikiyatristinden bir çağrı almış gibi. | Open Subtitles | كما لو أنه تلقى مُكالمة من الطبيب النفسي لزوجته |
Havalimanından bir çağrı aldık az önce. | Open Subtitles | لقد تلقى المكتب الفيدرالي مُكالمة من سُلطات المطار |
Ona, telefon çağrısı falan olmayacağını söyle. | Open Subtitles | أخبريه بأن لا توجد هُناك مُكالمة هاتفية. |
Tek bir telefonla seni hangi varoştan geldiysen orada gece nöbetine dikerim. | Open Subtitles | مُكالمة واحدة ويُمكنني أن أعود بك إلى أى كان الحى الإيرلندي القذر الذي أتيت منه |
Bir dahaki sefere lanet bir telefon görüşmesi yeter. | Open Subtitles | حسناً ، فى المرة القادمة مُكالمة هاتف ستفى بالغرض |