Kehaneti öğrendikten sonra bile Confessor Ana'nın hayatı, Karanlık bir rahibe tarafından tehdit edilirken Arayıcı onu korudu. | Open Subtitles | حتىبعدأنّبات على علمّبالنبوءه، حمى الباحث حياة "المؤمنة المُعترفة". حينما كانت مُهددة من "راهبات (الظلمة)". |
Hayatının tehdit edildiğini düşündü. | Open Subtitles | كانت تعتقد بأن حياتها مُهددة. |
Hayatını tehdit etti. | Open Subtitles | حياتك كانت مُهددة بالخطر |
Programın amacı aşırı endişe ortamı yaratarak deneğin hayatının tehlikede olduğuna inanmasını sağlamaktı. | Open Subtitles | كان الهدف من البرنامج خلق حالة من القلق الحاد جداً لهؤلاء ممن كانوا يعتقدون أن حياتهم مُهددة بالضياع |
Sanırım kendini tehlikede hissediyor. | Open Subtitles | و تشعر بأنها مُهددة |
Bunlar hayvanları tehlikeye atabilirler mi? | Open Subtitles | أيمكن أن تكون هذه حيوانات مُهددة بالإنقراض؟ |
20000 asker gönderirsek kuzey sınırlarımız tehlikeye girebilir. | Open Subtitles | أن قُمنا بِأرسال عشرون ألف جُندي ! فحدودُنا على الجانب الشمالي ستكون مُهددة بِالخطر |