Onun için en önemli olan şeyi almak istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ أن أحرمَهُ من أي شيء مُهِم بالنسبةِ لَه |
Ve bu da bir şeyler bulurlarsa olur... editörün önemli gördüğü bir şey. | Open Subtitles | في الصَحيفَة المَحليَّة و هذا فقَط إذا ما كانوا حَقَقوا شيئاً شيئاً يَعتَقدُ المُحَرِر أنهُ مُهِم |
Kızımı öldürene kadar umursanmadım, bence önemli olan korkunç bir şeyi yapana kadar umursanmadım. | Open Subtitles | كلا، لَم يَهتَّمَ أحَد حتى قَتَلتُ ابنَتي حتى فَعَلتُ شيئاً فَظيعاً حتى أصبَحَ ما أُفَكِرُ بهِ مُهِم |
Bir şeyin parçası olmak istiyorum, önemli bir şeyin. | Open Subtitles | أُريدُ أن أكونَ جُزءً من شيءٍ ما، شيءٍ مُهِم |
Oyalanmayı bırak. önemli bu. | Open Subtitles | تَوقَّف عَن المُراوَغَة هذا مُهِم. |
Dawson da tam bizim için önemli bir konuda bir şeyler diyecekti. | Open Subtitles | في الواقعِ, لقد كانت "داوسون" على وشكِـ أن تحكمَ بيننا في خضمِ جدالٍ مُهِم |
Bu kadar önemli mi? | Open Subtitles | هل هو مُهِم إلى هذه الدرجة؟ |
Peki bu neden önemli? | Open Subtitles | لمَ هذا الأمر مُهِم ؟ |
Bu önemli | Open Subtitles | اسمعى, هذا مُهِم. |
önemli olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | لم أعتقدُ أنه كانَ أمرُ مُهِم |
önemli şeye odaklan. | Open Subtitles | وتُركز على ماهو مُهِم |
- Çünkü burada yaptığımız işler önemli. | Open Subtitles | -لأنَ ما نقومُ بهِ هُنا مُهِم |
- önemli değil. | Open Subtitles | - هذا غيرُ مُهِم |
Bu gerçekten çok önemli. | Open Subtitles | الأمرُ مُهِم |
Hiçbir şey,önemli bir şey yok. | Open Subtitles | لاشيء مُهِم |
- Çok önemli. | Open Subtitles | - الأمرُ مُهِم |