"نؤجل" - Traduction Arabe en Turc

    • ertelemek
        
    • ertelememiz
        
    • erteleyelim
        
    • ertelemeliyiz
        
    • ertelememizi
        
    • ertelemiyoruz
        
    • erteleyip
        
    • erteleyebilir
        
    • erteleyeceğiz
        
    • ertelemeyeceğiz
        
    Yani Alzheimer'ı önlemek ya da ertelemek için yapabileceğimiz birçok şey var. TED هناك الكثير من الأشياء التي يمكن أن نفعلها لنمنع أو نؤجل بداية الألزهايمر.
    Ancak bu kadar çok faaliyet konusunda sürekli ihtiyaç duyduğumuz bu sistemlerin çalışma şeklini ciddiye alırsak, bu konuşmayı ertelemek için hiçbir sebep göremiyorum. TED لكننا لو أخذنا بجدية كيف تعمل هذه الأنظمة التي نعتمد عليها بشدة فأنا لا أرى كيف يسعنا أن نؤجل هذه المحادثة أكثر من ذلك.
    Bu şartlar altında ertelememiz gerekecek. Open Subtitles نظراً لهذه الظروف الإستثنائية يجب أن نؤجل الصفقة
    Bence buradaki bıçaklama olayları durulana kadar görevi erteleyelim. Open Subtitles أعتقد أننا يمكن أن نؤجل فقط هذه المهمه حتى
    Biliyor musun, düşünüyordum da. Belki de onlara söylemeyi ertelemeliyiz. Open Subtitles هل تعلمين، أنا أفكر ربما يجب علينا أن نؤجل إخبارهم
    Üstüne bir şey alıncaya kadar bu soruşturmayı ertelememizi ister misiniz? Open Subtitles أتريدين منا أن نؤجل هذا التحقيق حتى تجلبى معطف ؟
    Neden konuşmayı ertelemiyoruz? Open Subtitles أتعلم ماذا؟ لمَ لا نؤجل الأمر كلهُ؟
    Ve düşündüm ki, dünyadayken neden bu düğünü erteleyip duruyoruz? Open Subtitles و ظللت أفكر لماذا لماذا نؤجل الزفاف لمده أطول؟
    Ben hazır olana kadar bunu bir süreliğine erteleyebilir miyiz? Open Subtitles هل هناك أي وسيلة لنستطيع أن نؤجل هذا حتى املك وقت أكثر للتجهيز ?
    Sonraya ertelemek zorundayım. Geri dönmeliyim. Haydi. Open Subtitles دعنا نؤجل هذا لوقت آخر يجب علي العودة الآن , تعال
    Şirkete "Filmi ertelemek zorundayız. Open Subtitles فذهبت للشركة و قلت: يجب أن نؤجل هذا الفيلم
    Düğünü ertelemek daha akıllıca olmaz mı? Open Subtitles ولكن الن يكون من الحكمة ان نؤجل فقط الزفاف؟
    Eğer bunu çözemezsek, açılışımızı ertelemek zorunda kalacağız. Open Subtitles إن لم نصلح هذا، فسنضطر إلي أن نؤجل أفتتاحنا
    Teknik bir arıza yaşadığımızı... bu görüşmeyi ertelememiz gerektiğini söyleyeceğim. Open Subtitles سأخبره أن لدينا مشكلة فنية ولابد أن نؤجل الاجتماع
    Hayır. Hala yaralılarla ilgileniyorum. ertelememiz gerekecek. Open Subtitles لا، لازلت غارقة حتى مرفقاي في الإصابات يجب أن نؤجل
    Üzgünüm ki soda işini ertelememiz gerekiyor. Open Subtitles سيكون علينا أن نؤجل الصودا
    Düşünmek için zaman istiyorsanız yarına ya da öbür güne erteleyelim. Open Subtitles لو تحتاجون وقتاً لتفكروا بالأمر يمكن أن نؤجل هذا للغد أو بعد غد
    İdamları bir süre erteleyelim. Open Subtitles دعنا نؤجل الشنق لفترة
    Bilmem, ama kendini iyi hissetmiyorsan belki de bunu ertelemeliyiz. Open Subtitles لا أعرف ولكن إن كنت تشعر انك لست بخير ربما يمكننا أن نؤجل هذا
    Çamaşır yıkamakla meşgul gibisin. Belki de film gecesini başka bir haftaya ertelemeliyiz. Open Subtitles أنت مشغولة بغسل الملابس ربما نؤجل ليلة الأفلام لأسبوع آخر
    Ama, Monicayla konuştuk ve bu yıkılacak yer için çok üzüldüm ve düğünü biraz ertelememizi önerdi. Open Subtitles وكنت منزعجة بسبب هدم الصالة و أقترحت أن نؤجل الزفاف قليلا
    Her şeyi sonsuza dek ertelemiyoruz ki. Open Subtitles لن نؤجل كل شيء إلى ما لا نهاية
    Dönüşü biraz erteleyip üzerinde biraz düşünelim. Open Subtitles دعنا نؤجل ذلك ولتعُد أدراجك الأن لِنُفكر بِشأن ذلك
    Cevdet'in sunumunu yarına erteleyebilir miyiz? Open Subtitles هل يمكننا من فضلك ان نؤجل الاجتماع الخاص بشيفديت للغد؟
    Nişanı birkaç günlüğüne erteleyeceğiz. Open Subtitles سوف نؤجل الخطوبة لأيام
    Hayır. Hiçbir şeyi ertelemeyeceğiz, bu sefer olmaz. Open Subtitles كلا , نحن لن نؤجل أي شيء ليس هذه المرة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus