Nathaniel, Blair'in nerede olduğunu öğrenene kadar Raina'yı düşünemem bile. | Open Subtitles | ناثانيال ، لا أستطيع حتى أن أفكر برينا حتى أعرف مكان بلير |
Konu açılmışken, sanırım yola koyulma vakti Nathaniel. | Open Subtitles | حسن ، على ذكر ذلك ، أظن أنني سأخرج ، ناثانيال |
Küçük Nathaniel, Cason'ların 16. bebeği. | Open Subtitles | ناثانيال الصغير صار الطفل الـ16 لآل كاسون. |
MOBY DICK HAKKINDA Nathaniel HAWTHORN "HOMER'İN DESTANSI HİKAYESİ. | Open Subtitles | وقال ناثانيال هوثورن: 'ألف تحفة وتستحق هوميروس'. 'وسيكون واحدا من أكبر الروايات الأمريكية '. |
Tüm saygımla Nathaniel, rica etmiyorum, söylüyorum. | Open Subtitles | مع كل الإحترام يا ناثانيال أنا لا أسألك، أنا أطلب منك |
Ama sonuçta, değişim istiyorsam, fark yaratmak istiyorsam, en iyi araca sahip olduğumu ve bununda kendi hayatımla onun hayatını birleştiren müzik olduğunu bana Nathaniel gösterdi. | TED | لكن في النهاية كان ناثانيال هو من اراني انني اذا ما كنت حقاً شغوف حول التغيير اذا ما كنت اريد عمل فرق، كانت لدي الآلة المثالية للقيام بذلك ان الموسيقى كان الجسر الذي ربط عالمي بعالمه |
Olduğun gibi kabul edilmek can alıcı bir noktadır, Nathaniel. | Open Subtitles | (ان تتقبل للشخص الذي أنت عليه أمر ضروري يا (ناثانيال |
Açıkça biliniyor ki, Nathaniel Hawthorne bir kompleks yazarı | Open Subtitles | لذا ، من الواضح ناثانيال هوثورن كاتب معقد . |
Nathaniel Bazile'ın akrabaları. | Open Subtitles | انا ابحث عن اقارب ناثانيال بايزل |
Nathaniel, o Cumartesi'leri Diana'nın yaptığı sıra dışı bir şeyler olmalı, hatırlamak zorundasın. | Open Subtitles | ناثانيال" , لابد انك تتذكر شيئا" دايانا كانت تفعله قد بدا غريبا في تلك الأيام شيئا غيرك , بالطبع |
Nathaniel, bay Corwin'i beklerken mahzenden... bize bir şişe kırmızı şarap getir. | Open Subtitles | ناثانيال احضر لنا زجاجة شراب من العلية |
- Nathaniel Tanrı aşkına, yine başlıyoruz. | Open Subtitles | - نعم- ناثانيال بالله عليك ، هانحن نبدأ- |
Meryem ve Yusuf, Zeus ve Hera, Nathaniel Hawthorne aşkına! | Open Subtitles | بحق "مريم" و"يوسف" و"زيوس" و"حيرا" و"ناثانيال هاوثورن"! |
Nathaniel Ayers, Juilliard'da kontrabas okumuş, 20'li yaşlarında bir dizi psikotik atak geçirmiş, Bellevue Hastanesi'nde Klorpromazin ile tedavi görmüş ve 30 yıl sonra Los Angeles merkezinde Skid Row sokaklarına düşmüş. | TED | ناثانيال آيرز كان عازف باص مزدوج في جوليارد لكنه تعرض لسلسة من الاضطرابات الذهنية في بداية عشرينياته وتمت معالجته بالثورازين في بيفيو وانتهى به المطاف مشردا يعيش في شوارع سكيد رو في وسط مدينة لوس انجليس بعد 30 عاما. |
Nathaniel gibi birinin akıl hastalığı yüzünden Skid Row sokaklarına düşmüş olması, onun kadar trajik hikayesi olan on binlerce insanın Skid Row'da olması ama onlarla ilgili, onları sokaklardan kurtaracak bir film yada kitabın olmayacak olması beni çileden çıkarıyordu. | TED | وجدت نفسي متزايد الغضب أن شخصا مثل ناثانيال بإمكانه ان يصبح مشرداً في سكيد رو بسبب مرضه العقلي، لكن كم من عشرات الالاف من الاخرين موجودين في سكيد رو وحدها لديهم قصص مأساوية كقصته، لكن لن يكون لديهم ابداً كتاب او فلم يحكي عنهم لأخذهم من الشارع |
Rigel öldü. Nathaniel hala orada olabilir. | Open Subtitles | ريجيل) مات و (ناثانيال) ربما) مازال في الخارج هناك |
Nathaniel Glass. Baş harfler N G? | Open Subtitles | ) نضارة ( ناثانيال ) الحروف الأول إن و جى ؟ |
Ona Nathaniel Archibald eşlik ediyor. | Open Subtitles | برفقة ناثانيال ارتشبالد |
Atkıyı hafife alma, Nathaniel. O benim imzam. | Open Subtitles | لا تسخر من الوشاح يا (ناثانيال) إنه يميزني |
"Chi chi, malı kaptı." Nathaniel, şok oldum. | Open Subtitles | "تشي تشي)، احضر الكوكايين)" أنا منبهر يا (ناثانيال) |