Onlar eğlence sektörü denen iş alanında başarılı olmaları en az beklenenler ama cesaretleri ve yetenekleri onları buraya ulaştırdı. | TED | وكانوا أقل من يُتوقع أن يكونوا ناجحين في مجال العمل الترفيهي في النهاية تغلبت شجاعتهم ومواهبهم الى اتخاذ هذه الخطوة |
Ama başarılı fahişeler. Daha güzel bir dairemiz, biraz mücevherimi olacak,... | Open Subtitles | سنصبح عاهرين ناجحين جداً وربما نحصل على شقّة أفضل وسنصبح ثريين |
Bu ikisi de çok başarılı -- biri hekim, diğeri cerrah. | TED | هؤلاء يكونون ناجحين جداً . . الطبيب من جهة، والجراح من جهة أخرى. |
Neden? Çünkü onların başarılı olmasına insan neslinin sürdürebilmesi için ihtiyacımız var. | TED | لماذا ؟ لأننا نريدهما ناجحين من أجل التناسل وتواصل النوع. |
İşte bu yüzden başarılı olmamız gerektiğini, böylece mutlu | TED | وذلك لأننا اعتقدنا أنه يجب أن نكون ناجحين |
Saminu gibi genç çiftçiler tarım ürünleri almak, çalışmalarının karşılığını almak, başarılı olmak için nakit para almak zorunda değil. | TED | المزارعون الشباب أمثال سامينو لا يملكون أموالاً لشراء المنتجات الزراعية بما يتوافق مع عملهم الشاق ليكونوا ناجحين. |
İşlerinde başarılı insanlar ile tanıştıkça ve güçlü liderlerin profillerini okudukça, ortak bir nokta farkettim. | TED | عندما قابلت أناسا ناجحين في مجال الأعمال وقرأت ملفات قادة على مستوى رفيع، لاحظت بعض القواسم المشتركة: |
başarılı olmak için bireyler olarak piyasa ekonomisine erişime güvendiğimizi fark etmek gerçekten önemlidir. | TED | من المهم جدًا أن ندرك أننا جميعًا كأفراد نعتمد على الانخراط في اقتصاد السوق هذا لنصبح ناجحين. |
Bugün burada olmamızın, başarılı olmamızın sebeplerinden biri de bu. | TED | وهذا جزء من سبب تواجدنا اليوم هنا وهو جزء من كوننا ناجحين |
Yazılım, bir kuruluştakileri geçmişte neyin başarılı yaptığını söyleyebilir. | TED | البرمجيات يمكنها إخبارنا ما الذي جعل الناس ناجحين في مؤسسة ما سابقًا. |
Sıradan insanlara evren onları başarılı kılmak için komplo kuruyormuş gibi gelir. | TED | وللأشخاص التقليديين، الكون يبدو وكأنه يتآمر لجعلهم ناجحين. |
Aklıma oradaki tüm Hintlilerin işçi olması gerektiğini yerleştirmişim. Dubai'de başarılı Hintlilierin de olduğunu unutmuşum. | TED | وترسّخ في ذهني أن جميع الهنود هناك يجب أن يكونوا من العمّال. ونسيت ان بالتّأكيد هناك هنود ناجحين في دبي أيضا. |
Bu kadar başarılı ve ünlü insanlar... | Open Subtitles | الأشخاص الذين يكونون ناجحين جدا و مشاهير |
siz üreticiler, size verdiğim endüstriyel bilgilerle, rekabet edebilen, başarılı insanlar oldunuz. | Open Subtitles | أنتم كمصنعون،بينما أمرر لكم معلومات صناعية والتي جعلتكم متنافسين ناجحين |
Hayır bir şeyi yanlış yaptık. Çok başarılı olduk. | Open Subtitles | أجل، أخطأنا في شيءٍ وحيد كنّا ناجحين جداً |
"her aşamada başarılı olduğumuzu da biliyorsunuzdur. | Open Subtitles | ناجحين في كل خطوة من خطواتنا في تمثيل قضيتهم حتى الآن |
Hepimiz doğru bir yaklaşımla başarılı olacağımıza inanıyoruz. | Open Subtitles | كلنا نشعر ذلك مع النظرة الصحيحة نحن قد نكون ناجحين. |
Eğer kendi tarafınızı imzalarsanız, başarılı olacağız. | Open Subtitles | إذا وقعتم و إحترمتم جانبكم منها فسوف نكون ناجحين |
Eğer kendi tarafınızı imzalarsanız, başarılı olacağız. | Open Subtitles | إذا وقعتم و إحترمتم جانبكم منها فسوف نكون ناجحين |
Çok başarılılar değil mi? | Open Subtitles | إنهم ناجحين تمامًا , أليسوا كذلك ؟ |
Fiyatlar yükseldi. Evet. Artık başarılıyız. | Open Subtitles | لقد ارتفع السعر نعم , نحن ناجحين الان |
Yıllar boyunca, string teorisyenleri öyle başarılıydılar ki, teorinin bir değil | Open Subtitles | كانوا ناجحين جداً بأنهم أسسوا ليس واحد, لكن خمسة نُسخ مختلفة لنظرية الخيط. |