"نادراً" - Traduction Arabe en Turc

• nadir
• pek
• Nadiren
• az
• ender
• arada
• zor
• genellikle
• sık
• genelde
• fazla

Belki başlangıç için bir araştırma sonunda çok nadir olarak başarıya ulaşır.
ربما يكون البحث عن البداية نادراً على هذا القدر من السهولة لينتهي

Sıcak patatesler çok nadir bulunurdu ve yalnızca doğum günlerine özgüydü.
نادراً ما لعبنا هذه اللعبة كنا نلعبها في أعياد الميلاد فقط

Ne yazık ki, okyanusta seyreden kürekli tekneler pek Nadiren düz bir çizgi üzerinde ilerlerler.
للأسف , قوارب تجديف المحيطات نادراً جداً ما تعبره فى خط مستقيم

Ama kötü bir gün geçirdiğimizde ve korkunç birşeyler olduğunda onu Nadiren yaparız
ولكن نحن نادراً ما تفعل ذلك عندما نواجه يوما سيئاً، ويحدث شيء فظيع.

Genel bilgiler ışığında, ölen insanların üretken olması çok az görülür.
وفقاً لخبرة هذا المجلس، الأشخاص المحتضرون نادراً ما يكونوا منتجين للغاية.

Üstad, bu yaştaki deneklerin hipnoz aşamasından sağ çıkmaları ender görülür.
مُعلمي الاشخاص بمثل هذا العمر نادراً ما تحيا، تحت وطأة العبودية

arada bir yap bunu.
أنت يَجِبُ أَنْ تَعمَلُ ذلك نادراً جداً.

Tuhaf. Bunca zamandır iki kelimeyi zor konuştun.
غَريب، أنتَ هُنا كُل هذا الوَقت و نادراً ما تَقولُ كلمتين

Fakat o zaman bile iyi bir nedenleri olmadıkça çok nadir zıplarlar.
لكن رغم ذلك يقفزون نادراً مالم يكن لديهم سبب جيد للعمل ذلك

Bir süre karnımızı balıkla doyuruyoruz, zira et nadir olmaya başladı.
كان السمك طعامنا لفترة من الزمــن و بعدها أصبح اللحم نادراً

Pekala, hakim birlikte olmayan iki insana, çok nadir, bir çocuğun sorumluluğunu verir.
الآن، أيّ قاضٍ نادراً ما سيضع طفلة تحت وصاية اثنين لا يعيشان سوياً

Ne var ki, pek Nadiren bu soruları vurguluyor ve siyasetimizin bu büyük ahlaki sorunları üzerinde duruyoruz.
لكننا نادراً جداً نعبّر و ندافع ونجادل حول هذه الأسئلة الأخلاقية الكبيرة في سياستنا.

Kendime iyi öğütler veririm ama pek nadir tutarım.
أعطي نفسي نصيحة جيدة لكنني نادراً ما أتبعها

Rus askerlerinin sayısı gün geçtikçe artıyor yaralılar durumlarından pek şikayet etmiyordu.
الأسرى الروس نادراً ما كانوا يبـكون أذا ما كـانـوا مصـابين و مهما فقدوا، فقد كان هناك المزيد من جنودهم يلوح فى الأفق

Sesimizi Nadiren kendimiz için kullanırız, başkalarına bir hediye olarak kullanırız.
نحن نادراً ما نستخدم أصواتنا لأنفسنا؛ بل نستخدمها كهديّة تُقدّم للآخرين.

Benimle yemek yeme şansına Nadiren ulaşıyorsunuz biliyorum ama fazla heyecanlanmayın, Yüzbaşı.
أعرف أنه نادراً ما تأكل معي أيها النقيب، لكن لا تتحمس كثيراً

Dr. Hofstadter, Leonard sizden ve başarılı kardeşlerinden Nadiren bahseder.
اذا, د.هوفستاتر, نادراً مايتحدث ليونارد عنك ناجحه جداً اخوان واخوات

Ama hiç bahsetmediğimiz, ya da çok az bahsettiğimiz mesele insani bağlara, ilişkilere verilen değer ve
ولكن واحد من الأشياء التي لا نناقشها أو نادراً ما نناقشها هو أهمية وقيمة التواصل الإنساني،

Eğer şekerli yiyecekleri ara sıra tüketiyorsanız, ya da az yiyorsanız, etkisi dengeli öğün ile benzer olacaktır.
إذا كنت نادراً ما تتناول السكر أو لا تأكل الكثير منه في نفس الوقت فالتأثير مشابه لتأثير الوجبة المتوازنة.

Bu da şehirlerdeki yiyeceklerle ilgili diğer bir mevzu: Bir kere şehrin içine doğru köklerini saldığında, bir daha yer değiştirmesi ender görülür.
شيء آخر عن الغذاء في المدن: ما إن يتم إنشاء جذورها في المدينة, فإنها نادراً ما تنتقل.

O şeyi arada bir değiştirmen gerekmiyor mu?
لَمْ تُفتَرضْ للإنتِقال ذلك الشيءِ نادراً جداً؟

İyi bari Junuh. Geri döndüğünden beri ne kadar az görüştüğümüzü düşünürsen daha zor olacağını düşünmüştüm.
،لأننا كُنا نرى بعضنا البعض نادراً منذُ رجوعك .لذا، حسبتُ أن هذا كان صعب للغاية علينا

Teknik olarak yasal mı bilmiyorum ama her işte bir hayır yoktur genellikle.
لست متأكدة انه نطرياً شرعي لكن الأمور نادراً ماتحدث لسبب

Çocuklar, yeterince sık banyo yapamıyor çünkü Ekim'e kadar sıcak su verilmiyor.
و نادراً ما يستحم الأطفال لأنه لا يتم تدفئة المياه حتى شهر أكتوبر.

genelde fark edilmez. Bu beklenmedik gelişmeyi bir fırsat olarak görmeliyiz.
الناس نادراً ما يعرفون، علينا أعتبار هذا تطوراً غير متوقع، هبة،