"نادرًا ما" - Traduction Arabe en Turc

    • nadiren
        
    • nadir olarak
        
    Mesela, yoksulluk ve eşitsizlikle mücadele eden kişiler, nadiren iklim değişikliğinden bahseder. TED فعلى سبيل المثال، من يكافحون الفقر وعدم المساواة نادرًا ما يتحدثون عن تغير المناخ.
    O odadakiler nadiren yüz yüze gelen insanlardı. TED وفي هذه الغرفة جلس أناس نادرًا ما يلتقون.
    Bir araştırma enstitüsünde profesörüm, beş kitap yazdım, hafta içi akşam 5'ten sonra nadiren çalışırım. TED أنا أستاذ جامعي في معهد للبحوث، ألّفت خمسة كتب، نادرًا ما أتجاوز الخامسة مساءً في أيام العمل.
    İnsanların nadiren gözden kaçırdığı bir bulu türü ise: kümülonimbuss fırtına bulutudur. TED إحدى السحب التي نادرًا ما تفوتنا هي السحابة الركامية المصحوبة بالعواصف.
    Çok nadiren tamamen rasyonel seçimler yapıyoruz. TED حاليا، نادرًا ما تكون خيارتنا مبنية على أساس منطقي مئة بالمئة
    Görünen o ki nadiren bu tür durumlara karşı pratik yapıyoruz. Sonuç olarak, bazen tüm gözler üzerimizdeyken elimize yüzümüze bulaştırıyoruz. TED يتضح أننا نادرًا ما نتدرب تحت الظروف التي سوف نؤدي فيها، وكنتيجة، عندما تكون كل الأعين علينا، أحيانًا نفسد أداءنا.
    Bu talih olarak görülüyor çünkü insanları şanslı hale getirmek için işin içine giren vasıtaları nadiren görürüz. TED فقد يبدو أنه مصادفة لأننا نادرًا ما نرى العوامل التي تتدخل لجعل الناس محظوظين.
    Ancak uzun zaman gözlemleyerek şansın nadiren yıldırım çarpması gibi izole ve dramatik olduğunun farkına vardım. TED ولكني أدركت عبر تتبعي الطويل أن الحظ نادرًا ما يكون كصاعقة برق منفردًا ودراميًا.
    Sorun ise bunu yaşlandıkça nadiren yapmamızdır. TED المشكلة تكمن في أنه كلما تقدمنا في السن نادرًا ما نفعل ذلك.
    Yenilikler nadiren aniden olgunlaşır. TED نادرًا ما تنشأ الابتكارات من الوهلة الأولى
    Dahası, bir çok beceri başka dallara aktarılabiliyor, ve yol aldığımız her yeni alanda öğrendiğimiz her şeyi götürüyoruz, yani biz nadiren sıfırdan başlıyoruz. TED ماذا أيضا، يمكن نقل المهارات بين مختلف التخصصات، ونجلب معنا كل ما تعلمناه إلى كل مجال نسعى إليه، إذن نادرًا ما نبدأ من الصفر.
    Çatılardaki büyük, parlak siyah güneş hücreleri ile, elektrik faturalarımız nadiren 5 doları geçiyor. TED توجد ألواح شمسية ضخمة، سوداء لامعة فوق سطحنا يعني أن فاتورة الكهرباء نادرًا ما تتجاوز أكثر من خمسة دولارات شهريًا.
    Bu gece sizlere, böyle bir ortamda nadiren duyacağınız, hayata dair bir hikaye anlatmak istiyorum. TED أرغب الليلة أن أخبركم قصة عن الحياة التي نادرًا ما يتم الحديث عنها في بيئتنا.
    Bu bizim nadiren bildiğimiz Hipoktat yemini, kucaklayalım. TED إنه بمثابة القَسَم الطبي للمهندسين إلا أننا نادرًا ما نلتفت إليه، فما بالك بتطبيقه.
    Fantezinin tersine, onun yazı tarzındaki büyü nadiren bir probleme çözüm sunar. TED على عكس الخيال، السحر في هذا النوع من الأدب نادرًا ما يكون وسيلةً لحل مشكلةٍ ما.
    Bir deniz salyangozu, bir sene içinde nadiren 10 metreden fazla hareket eder. TED لذلك في عام كامل نادرًا ما ستتحرك الحلزونة أكثر من 10 أمتار.
    Afrika içinde nadiren yapmış olduğumuz bir farklılık bu, her şeyin eşit olması. TED هناك تنوع كبير داخل أفريقيا الذي نادرًا ما ندركه – وأنها متساوية في كل شيء
    Migreni nadiren tutar. Arada sırada. Open Subtitles إنها نادرًا ما تصاب بهذا بين الحين و الآخر
    Yine de etrafımdaki insanları nadiren tasvir ederim. Open Subtitles لكنّي نادرًا ما أرسم على الأشياء من حولي.
    Ama ölümünde, Amerika ve Batı ile olan ilişkiler nadiren bundan daha kötü olmuştu. Open Subtitles لكن مع رحيله، العلاقات مع أمريكا والغرب نادرًا ما كانت أسوأ
    Hayatım boyunca, bu türden deneyimler yaşayan kadınlar, arkadaşlar ve iş arkadaşları gördüm ve bunlar ile ilgili nadir olarak konuşuyorlardı. TED لذلك خلال حياتي، رأيت نساء أُسر و أصدقاء و زملاء يعيشون مثل هذه التجارب و نادرًا ما يتكلمون عنها.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus