Komiser Naidu ve bakanı ... | Open Subtitles | المفوض، السيد نادوا وحتى الوزير |
Naidu söyledi. Anant ağır yaralıymış, hastanedeymiş. Şimdi yolumuzda hiçbir diken kalmadı. | Open Subtitles | إبقى على إتصال أنا قادم نادوا قال لي أن أننت مصاب في المستشفى الشوكه أزيلت يا سيدي لا أيها الوزير لا ملف أولاً تودع النقود في حسابي |
Anevrizması patladı... Dr. Burke'ü çağır! | Open Subtitles | تمدد أوعيته الدموية قد تسبب الإنفجار نادوا الطبيب (بورك) |
Herbalisti çağır. | Open Subtitles | نادوا طبيب الأعشاب |
Numaranın üzerinde bi tahta kaşık veriyorlar ve sıran geldiğinde seni anons edip, etini ve istediğin kadar sebzeyi alıyorsun. | Open Subtitles | ومتى ما نادوا على الرقم تحصل على قطعة لحمك وجميع الخضراوات التي تريدها |
- Ne? - Sizin numaranız anons edildi bayım. | Open Subtitles | ماذا نادوا على رقمك |
Dışarıdan çağırdıklarında onun içeri alabileceği diğer kişiler bu cinayet avını düzenlemiş olan kişilerdi. | Open Subtitles | اما الاشخاص التى كانت بامكانها السماح لهم بالدخول لو نادوا عليها من الخارج هم الأشخاص المنظمون للمسابقة |
Ve tam beni çağırdıklarında, oradan kaçıp gittim. | Open Subtitles | وعندما نادوا على إسمي هربت |
Naidu söyledi. Kimseye açıklamıyoruz. | Open Subtitles | نادوا سمع الخبر لا تقل لأحد |
- Bir doktor çağır! | Open Subtitles | نادوا علي الطبيب! |
çağır dedim Mahendra' yı. | Open Subtitles | -قلت نادوا لي (ميهندرا ) |
Nöbetçileri çağır! | Open Subtitles | نادوا الحرّاس! |
Dwight, seni anons ettiler. | Open Subtitles | (دوايت)، لقد نادوا اسمك |