Netflix bunu yaptığında, işlerini dönüştürmek için tamamen yeni bir yolun kilidini açtı. | TED | عندما فعلت شركة نتفليكس هذا، فتحوا طريقًا جديدًا لتغيير نشاطهم التجاري. |
Netflix gerçekten harika tavsiye algoritmasıyla bilinir ve bunu geliştirecek kişi için 1 milyon dolarlık ödül koydular | TED | تُعرف نتفليكس بخوارزمية اقتراحات رائعة، وقد قدمت جائزة بقيمة مليون دولار لمن يستطيع تحسينها. |
Ama Netflix yapılan geliştirmelerin sadece aşamalı olduğunu keşfetti. | TED | ولكن وجدت نتفليكس أن الاقتراحات كانت تزايدية فقط. |
Ve bunu onaylayıp doğruladıklarında, Netflix çok basit ama çok etkili bir şey yapmaya karar verdi. | TED | وعندما تأكدوا من ذلك قررت نتفليكس عمل شيء بسيط، ولكنه مؤثر. |
Bir anlık hevesle, şehir bütçesini boşaltabilir ya da Netflix başkanlık hesabımı alıp götürebilir. | Open Subtitles | خلال حماسٍ مفاجئ بإمكانه استنزاف ميزانية المدينه أو يأخذ حسابي البلدي في نتفليكس |
Kuruntu yapıyorsun. - Netflix'e ve anneme ihtiyacım var. | Open Subtitles | كل هذا في خيالك فقط اريد فقط نتفليكس وامي |
Netflix'in başkanı geçenlerde şöyle söyledi, "En büyük rakiplerimiz Facebook, YouTube ve uyku." | TED | هل تعرفون لقد قال مدير نتفليكس التنفيذي "أن أكبر منافسينا هم فيسبوك، واليوتيوب، والنوم" |
Şimdi ise Netflix'te bir televizyon programı oluyor. | TED | وسوف يصبح عرضًا تليفزيونيا على شبكة "نتفليكس". |
Ya da Cuma gecesi birileriyle vakit geçirmek istersiniz ama dışarı çıkacak enerjiniz olmaz, dışarı çıkmak yerine tüm geceyi evde Netflix izleyerek geçirirsiniz, her zamankinden daha yalnız hissedersiniz. | TED | أو عندما يحين مساء الجمعة، وتوَدُّ أن تكون مع الآخرين، ولكن ليسَت لديك أي طاقةٍ للخروج، فتقضي ليلتك في المنزل بدلًا من ذلك، وتُشاهد نتفليكس ويزيد شعورك بالوحدة أكثر من ذي قبل؟ |
CA: Netflix'te trend olan "Salgın" filminden bahsediyorsunuz. | TED | كريس أندرسون: أنت تتكلم عن فيلم "العدوى" الذي تصدر نتفليكس. |
Netflix'in nasıl işlediğini bilmiyor musun? | Open Subtitles | هل حقاً لا تعرف كيف يعمل موقع " نتفليكس " ؟ |
Netflix'le onunla ilgili bir belgesel var. | Open Subtitles | هناك عرض وثائقي عنه على نتفليكس |
Netflix*'in bile yok. | Open Subtitles | انت ليس لديك نتفليكس حتى شبكة تلفزيونية |
1 sene boyunca birlikte olduğunuzu beraber yemek yaptığınızı Netflix izlediğinizi düşün. | Open Subtitles | توقعان على عقد إيجار سويًا تطهون العشاء سويًا "تشاهدّون "نتفليكس |
Netflix yaptım, Hulu yaptım, Amazon yaptım. | Open Subtitles | لدي أشتراك في "نتفليكس"، "هولو"، و"آمازون" |
Ve Netflix şifremi. | Open Subtitles | وكلمة مرور حسابي على موقع نتفليكس |
Netflix -- eski jenerasyon dağıtımla kolayca mutlu olabilirdi, ama her zaman -- ve bence hep öyle olacak -- bir sonraki savaşa girişmeye devam etti. | TED | نتفليكس . . استطاعوا بسهولة أن يقدموا المحتوى مع أجيال سابقة في التوزيع، لكنهم دائمًا -- واعتقد أنهم سيظلون دائمًا يدفعون باستمرار نحو المعركة القادمة. |
(Kahkaha) Netflix de, "Bu yeni bir anlayış" dedi. | TED | (ضحك) كان لسان حال نتفليكس: "هذا رأي جديد". |
Netflix kullanıyorum. | Open Subtitles | لدي (نتفليكس) نتفليكس: شركة مزودة لخدمة الانترنت |
Netflix'ten izledim bile. | Open Subtitles | -لقد طلبته من "نتفليكس" بالفعل |