Daha yakından baktığımda, çocuklar için küçük sarı can yelekleri vardı. | TED | وحين نظرت عن قرب، كانت هناك سترات نجاة للأطفال، صفراء اللون. |
Nihayetinde gemi batar ve kaptan her şeyini kaybeder. can yeleği hariç... | TED | فتغرق السفينة، ويفقد القبطان كل شيء، باستثناء سترة نجاة. |
Astronotlar Jim Lovell, Fred Haise ve Jack Swigert... ay modülüne bir cankurtaran gibi, geçiyorlar, böylece komuta modülündeki telsizleri için enerjileri olacak. | Open Subtitles | و رواد الفضاء جيم لوفيل و فريد هيز و جاك سويجرت يقطعون طريقهم عبر النفق نحو الوحدة القمرية من أجل استخدامها كقارب نجاة |
Pankreas kanserlerinin %85'inden fazlası geç teşhis ediliyordu, yani %2'den daha düşük hayatta kalma oranı olduğunda. | TED | أكثر من 85 بالمئة من سرطان البنكرياس يُشخص متأخراً، وذلك حينما تكون فرصة نجاة الشخص المصاب أقل من اثنين بالمئة. |
Thor'un gemisi yokedildikten sonra, Goa'uld bir kaçış kabini tespit etti. | Open Subtitles | بعد تدمير سفينة ثور إلتقط الجواؤلد وجود مركبة نجاة |
Demek ki hayatta kalması sadece şans değil. | Open Subtitles | اذاً نجاة تلك الفتاة لم تكن مجرد حُسن حظ |
Eğer sessiz kalırsanız, Yahudilerin kurtuluşu başka bir kaynaktan gelecektir, fakat siz | Open Subtitles | لأنك إن التزمت الصمت فان نجاة اليهود ستأتى من مكان أخر لكنك |
Ve bu da can yelekleri olmayan insanların trajik bir şekilde hayatlarını kaybetmesinin bir nedeniydi. | TED | وكان هذا نتيجة الخسائر الفادحة في الارواح التي ادت براكبي التايتنك لانه لم تكن هناك اطواق نجاة كافية لكل الركاب |
Sen boğuldun, ben de yedek can yeleğiyle kıyıya çıktım. | Open Subtitles | أنت غرقت وأنا وصلت على اليابسة بسترة نجاة إحتياطية. |
Nasıl oldu da buraya dört tane can yeleğiyle geldiniz? | Open Subtitles | كيف إنتهى بكم المطاف وأنتم مجرد ثلاث أشخاص بأربع سترات نجاة |
Kocası ay modülünü can kurtaran sandalı gibi kullanırken, | Open Subtitles | بينما يستعد زوجها لاستخدام الوحدة القمرية كفارب نجاة |
Farklı tipte su dalgalarını inceleyen cankurtaran botu ekiplerini eğitiyor. | Open Subtitles | كان يستخدم لتدريب فرق قارب نجاة للتعامل مع مستويات مختلفة |
Geminin kalanından ayrılacak, ön tarafı cankurtaran olarak kullanacağız. | Open Subtitles | إفصلينا عن باقى السفينة ثم نستخدم المقدمة كقارب نجاة |
Söylediğiniz sandal sayısıyla sandalın alabileceği insan sayısını çarptım. Beni bağışlayın ama, gemideki herkes için yeterli cankurtaran sandalı yok gibi. | Open Subtitles | سامحني، لكن لا يبدو أنّ ثمّة ما يكفي من قوارب نجاة على السفينة. |
Çok radikal bir hayatta kalma stratejisi, değişimi. | Open Subtitles | تغير جذري وبدون وعي في استراتيجية نجاة الرهينة. |
Onu küçümsemeyin. Akli durumuna rağmen yüksek hayatta kalma yeteneklerine sahip. | Open Subtitles | على الرغم من حالته العقلية فلديه مهارات نجاة شديدة |
Geçen yıl bu zamanlar, farkında mıydınız bilmiyorum ama bu şirket hayatta kalma mücadelesi veriyordu. | Open Subtitles | العام الماضي نفس هذا الوقت سواء عرفتم أم لا، نجاة هذه الشركة كانت على المحكّ. |
Kruvazör'deki gibi kaçış botları yok mu? | Open Subtitles | اليس لديهم مراكب نجاة او اشياء شبه ذلك فى الطرادة؟ |
Dünyanın ayakta kalması için her şey çok önemli, bu gezegenin kaynakları bu mücadelenin başarısını getirecek., | Open Subtitles | كل شيء عدا نجاة العالم مجرد رفاهية كل موارد الكوكب |
Efendim, rahat olmayan bir vicdan bu ülkenin kurtuluşu için makul bir bedeldir. | Open Subtitles | سيدى, تأنيب الضمير ثمن زهيد من أجل نجاة هذه البلاد |
Ama bizim hikâyemiz, kanla bağlı iki kız kardeşin yaşama savaşıydı. | Open Subtitles | أما قصتنا فكانت قصة نجاة أختين مرتبطتين برابطة الأخوه |
Sana bir can simidi atıyorum. Lütfen tutun. | Open Subtitles | أنا أرمي لكِ طوق نجاة هنا، عليكِ أن تتمسكي به. |
Her iki gruptan hastalar için B hastanesi daha iyi kurtulma oranına sahipken A hastanesi genelde nasıl daha iyi bir kurtulma orana sahip olabilir? | TED | إذاً كيف أظهرت الإحصائيات أن مشفى أ أفضل في نسبة النجاة الكلية إذا كان مشفى ب قد حصل على نسبة نجاة أعلى في كل المجموعتين؟ |
Pekala, bir gemin var birkaç filika indirebileceğin kadar yavaş batıyor ama denizaltı sadece bir torpido ateşliyor. | Open Subtitles | حسنا، عندك سفينة الذي يغرق بطيئ بما فيه الكفاية للحصول على بضعة قوارب نجاة من، لكن الغوّاصة يطلق طوربيد واحد فقط. |
Pencereleri tutun, kapıları, yangın çıkışını, her kahrolası çıkışı. | Open Subtitles | غطّ النوافذ، أبواب، سلم نجاة كلّ نقطة ملعونة من الخروج |
Birileri insan ırkının ve Amerikan yaşam tarzının sağ kalmasını sağlamalı. | Open Subtitles | على أحد أن يضمن نجاة الجنس البشري وطريقة الحياة الأمريكية |
Yeni jenerasyon paleontologlar KT sınırı üzerinde buldukları bazı fosillerle kuyruklu yıldızın etkisinden bazı dinozorların kurtulduğunu iddia ettiler. | Open Subtitles | فالحفريات المعثور عليها فوق تلك الحدود تفرض، احتمال نجاة بعض الديناصورات من تأثير المُذنَّب. |
Ölüm kalım savaşından sağ çıktığım için Özür dileyecek değilim. | Open Subtitles | لن أقوم بالاعتذار عن نجاة حياة أو عن احتمال وفاة. |