| Çocuğunuzun hayatı dolaylı olarak tehdit edildi. riske girmeyiz. | Open Subtitles | حياة أبنتك هددت بصورة غير مباشرة و نحن لا نجازف بذلك |
| Peki son olarak, gerçek benliğimizle yüzleşerek neleri riske atıyoruz? | Open Subtitles | وأخيراً, ما الذي نجازف به عندما نواجه شخصيتنا الحقيقية؟ |
| - Evet. Katillerin risk aldığını bilirsin. Bazen onlar risk aldıklarında onları yakalamak için biz de risk almalıyız. | Open Subtitles | أجل، أتعلم، يقوم القتلة بالمجازفة وأحياناً للقبض على هؤلاء المجازفين علينا أن نجازف بدورنا، وقد تحصل تداعيات |
| Diğer oyunculardan kasıtlı olarak kaçınıyorduk ancak ender kartlar için artık risk almamız lazım. | Open Subtitles | إنّنا نتجنّب اللّاعبين الآخرين، لكنّنا يجب أن نجازف لنيل البطاقات النادرة. |
| Hemen bu an harekete geçer öteki dünyayı tehlikeye atardık. | Open Subtitles | لكن هنا على ساحل بحر الأبدية نجازف بالحكم على الحياة الأخرى |
| Daha fazla gereksiz riski göze alamayız. | Open Subtitles | يجب علينا الا نجازف بعد الان باية مخاطر غير ضرورية |
| Ona, durdurulmayı göze alamayacağımızı söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها أننا لا يمكن أن نجازف بأن يتم إيقافنا |
| Bu riske giriyoruz çünkü bu operasyonla düşmanın savaş makinesinin belini bükebiliriz. | Open Subtitles | ونحن نجازف لأن هذه المهمة بوسعها تعطيل آلة حرب العدو |
| Bu riske giriyoruz çünkü bu operasyonla düşmanın savaş makinesinin belini bükebiliriz. | Open Subtitles | ونحن نجازف لأن هذه المهمة بوسعها تعطيل آلة حرب العدو |
| Bu genç adamlar gibi savaşıp hayatlarımızı riske atıyor muyduk? | Open Subtitles | هل نجازف مثل أولئك الشبان الذين يقاتلون و يُقتلون؟ |
| Kariyerlerimizi, ailelerimizi, arkadaşlarımızı ve hayatlarımızı riske attığımızı bildiğimi söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أخبر الجميع أني أعرف أننا جازفنا جميعاً بوظائفنا و بالتواصل مع عائلاتنا و أصدقائنا و نعم، نحن نجازف بأرواحنا |
| İkisinin bir alakası olduğunu sanmıyorum ama seni riske atmamalıyız. | Open Subtitles | لا أعتقد أن الأمرين مرتبطان ببعضهما لكن لا يجب أن نجازف معك |
| Herşeyi riske atacağız. Hepsini kazanacağız. | Open Subtitles | سوف نجازف بكل شئ سوف نربح كل شئ |
| Ama tutuklanmadan hemen önce de sana bazen risk almak gerektiğini söylerdi özellikle de değer verdiğimiz insanlar için. | Open Subtitles | لكن قبيل اعتقاله كان سيخبرك أننا أحيانًا علينا أن نجازف خاصة من أجل الناس الذين نحفل بهم. |
| Bana hep nazik davrandı ama yine de risk çok büyük. | Open Subtitles | دائماً ماكان لطيفاً معي، ولكن من الخطر أن نجازف. |
| Bu, almamız gereken bir risk. | Open Subtitles | إذاً فهذه مخاطرة لابد أن نجازف بها |
| - Çok eski. Bu çok eski, ayrıca haritayı tehlikeye atamayız. | Open Subtitles | هذه قديمة جداً، ونحن لا نستطيع أن نجازف بالخريطة. |
| İki yüzlü delinin birinin zorla girip göz atmasını tehlikeye atamayız. | Open Subtitles | لن نجازف بأن يأتي معتوه ويخترقها للبحث بها |
| İnsanlar otel odalarında güvende olmadıklarını düşünürlerse bu adanın en çok ihtiyaç duyduğu şeyi tehlikeye atarız. | Open Subtitles | ،إن ظن الناس أنهم غير آمنين في غرفهم الفندقية فإننا نجازف بأكثر شيء تعتمد عليه هذه الجزيرة |
| Ayağı sıkışmış durumda, Crush sendromu riski var. | Open Subtitles | إذا تركنا ساقها محشورة، فنحن نجازف بمتلازمة الهرس |
| Bu çok riskli olacak ama ipleri eline alarak o riski almalısın! | Open Subtitles | إنها مخاطرة , لكن علينا ان نجازف |
| Ona, durdurulmayı göze alamayacağımızı söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها أننا لا يمكن أن نجازف بأن يتم إيقافنا |
| Önce biz ateş edelim. Şansımızı deneyelim. | Open Subtitles | أجل، نطلق أوَّلاً، نجازف في القتال. |