"نجحوا" - Traduction Arabe en Turc

    • başarılı
        
    • başardılar
        
    • başardı
        
    • başarıyla
        
    • başarırlarsa
        
    • başarmışlar
        
    • yaradı
        
    • becerdiler
        
    • Başarsalardı
        
    • başarmalarına
        
    • başarıya ulaştı
        
    Çocuklar, başarılı da oldular. Ama bunu daha sonra anlatacağım. Open Subtitles ويا أطفال ، لقد نجحوا ، لكني سأصل لهذا لاحقاً
    İkincisi, başarılı olan erkeklerden söz ettiğimizde onların simgelerini ya da öncülerini ya da yenilikçilerinin taklit edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. TED وثانياً .. عندما نتحدث عن الرجال الذين نجحوا دوما نعدهم رموزاً و رواداً و مخترعين ويجب الحذو حذوهم
    Başarısız olduklarında, bu aptal olduklarındandır, ve başarılı olduklarında ise sınav çok kolay hazırlanmıştır. TED فلمّا أخفقوا كان ذلك بسبب غبائهم وعندما نجحوا كان ذلك لأنه تصادف وكان الاختبار سهلاً.
    Bunu, 20 Temmuz 1969'da o meşhur adımı atan Neil Armstrong ve Apollo programı ile başardılar. TED وقد نجحوا في ذلك عبر برنامج أبولو حينها خطى نيل أرمسترونج خطوته الشهيرة في 20 يوليو 1969.
    Amaçları kazanmak değil, oyalamaktı. başardılar da. Open Subtitles هدفهم ليس أن يفوزوا بل لكي يؤخروننا و قد نجحوا
    Bunu her kim yaptıysa sonunda savunma ağımıza girmeyi başardı Katar'da da girmeyi denemişlerdi, bu sefer işe yaradı. Open Subtitles ليكن من فعلوها فقد تمكنوا من اختراق الشبكه الدفاعيه مثلما كانوا يحاولون فى قطر الا انهم نجحوا هذه المرة
    Hepimiz Batı'nın başarıyla kendini yenileyen, kendini dönüştürebilen; dünyayı kolonize ve domine etmek için gücünü kullanan ilk olduğunu biliyoruz. TED كلنا نعلم ان الغرب هم أول من نجحوا في التمدن في تغيير أنفسهم في البداية استخدمت القوة لاستعمار و سيادة العالم
    başarırlarsa ve anakaraya ulaşırlarsa, tüm dünyadaki anıtları yok etmeye başlayacaklar. Open Subtitles ،إذا نجحوا وتمكنوا من الوصول إلى اليابسة ،سوف يدمرون المعالم الموجودة حول العالم
    Ama aranızdaki dışadönük bireyler muhtemelen sadece denemede kalmayıp başarılı bir şekilde yandakinin dirseğini yaladı. TED ولكن المنفتحين منكم على الأرجح لم يحاولوا فقط ذلك بل إنهم نجحوا في لعق كوع الشخص الجالس قربهم.
    Çünkü arkeoloji bize geçmiş uygarlıkları inceleyerek hangi noktada başarılı olup hangi noktalarda yanıldıklarını inceleme fırsatı veriyor. TED لأن الآثار تمنحُنا فرصة لدراسة ماضي الحضارات لنرى اين نجحوا و أين فشلوا
    Geçmişte başarılı olanlar gibi görünmeyen kadınları filtreleyebilirdi. TED ستَستبعِد الخوارزمية النساء لأنهن لا يشبهن الأشخاص الذين نجحوا في الماضي.
    İşte bu yüzden herkes başarılı olurken ben başarısız oldum Open Subtitles ولهذا كنت دائماً أفشل بينما الآخرون نجحوا
    Ticarette, bilimde... eğitimde ve güzel sanatlarda başarılı oldular. Open Subtitles نجحوا في العمل الحر,العلوم,التعليم,الفنون
    Eğer başarılı olurlarsa sizin ve benim gibiler, Binbaşı West Dünya'da ölüme terk edilecek. Open Subtitles لو نجحوا سيخلف شياطين الغرب مثلى ومثلك على الأرض ليموتوا
    Fakat bunu kesinlikle başardılar doğrusunu söylemek gerekirse çok bozulmuştuk buna. Open Subtitles البنية التحتية الضرورية لتصنيع القنبلة، ولكنهم نجحوا بالتأكيد وذلك نتيجة لاختراقهم الواضح لصفوفنا
    - Nasıl gitti? - Kanamayı durdurmayı başardılar, ama çok kan kaybetti. Open Subtitles لقد نجحوا في وقف النزيف لكنه فقد الكثير من الدم
    Güney Pasifik'in uzak köşesine yerleşip yaşamayı başardılar Open Subtitles نجحوا في استيطان المناطق البعيدة من جنوب المحيط الهادي
    Yine de 40.000 kişi kaçmayı başardı. Open Subtitles لكن على الجانب الأخر كان الألمان قد نجحوا فى إجلاء أربعون ألف جندى
    Ama işte lambayı yakabildiler, ve bunu başarıyla gerçekleştirdiler. TED ولكنهم هل تمكنوا من أشعال هذا وقد نجحوا فعلاً
    Eğer adamımızı denizde tutmayı başarırlarsa, bilmesine hiç gerek yok. Open Subtitles ..إن نجحوا في إبقائه في خليج البحر فهي لا تحتاج أن تعرف
    Her şeye ve başaramayacaklarına dair tüm beklentilere rağmen, başarmışlar. TED حيث أنهم نجحوا على الرغم من كل شيئ ورغم عظيم الصعاب.
    Şirket bu büyüklükte bir vericiyi nereye saklamış olabilir? Bir şekilde bunu becerdiler. Open Subtitles لا أدري أين خبأت الشبكة شيئاً بذلك الحجم و لكنهم نجحوا في ذلك
    Başarsalardı, sonları olacağını biliyordum. Open Subtitles حتى طاقم المركبة، كنت أعرف أنهم لو نجحوا ستكون نهايتهم
    Demek istediğim, neden araştırmayı durdurdular, onu çalıştırmayı başarmalarına rağmen? Open Subtitles أبحاثهم إذا كانوا قد نجحوا فعلا في تشغيلها ؟
    Susan B Anthony adında bir kadın oy kullanma hakkı için mücadele etti ve 1920 yılında başarıya ulaştı. Open Subtitles نادوا من أجل حق الاقتراع وقد نجحوا أخيراً في عام 1920

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus