Bu uzman ama öznel değerlendirmeye karşı, aynı şeyi yapmaya çalışıyoruz ama parmak izi üzerindeki moleküler bileşenleri kullanarak ve bu ikisi birlikte çalışabilir. | TED | بدلًا من الاعتماد على هذا الخبير نستخدم التقييم الموضوعي، نحاول أن نفعل الأمر ذاته، ولكن من خلال التركيب الجزئي للبصمة، يمكننا استخدام الأمرين معًا. |
Ve şimdi biz dostum, kendi işimizi yapmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | والآن نحن يا رجل نحاول أن نفعل شيء صغير لمصلحتنا |
Bu temel DNA' yla aynısı. Kozmoloji' de ise aynısını yapmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | ونحن نحاول أن نفعل الأمر نفسه في علم الكون |
Evet. Biz de bu işi yapmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | .وليام. نعم نحن نحاول أن نفعل هذا الشيء |
Ama halen, en iyisini yapmaya çalışıyoruz, sadece kendimiz için değil... sevdiklerimiz için de. | Open Subtitles | لكن رغم هذا نظل نحاول ...أن نفعل ما يتوافق ليس مع مصلحتنا فحسب بل مع مصلحة من نحب أيضاً |
Biz her şeyi yapmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحاول أن نفعل كل شيء، |
İyi şeyler yapmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحاول أن نفعل شيئا جيدا. |
Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz... | Open Subtitles | نحاول أن نفعل شيئا ... |
(Müzik) Peter Parker: ♪ Sarp kayalıkların kıyısında, Yükseklerden süzülebilirim. ♪ JT: Canlı tiyatroda, iki boyutlu film ve televizyonlarda yapılamayacak her şeyi yapmaya çalışıyoruz. | TED | (موسيقى) (فيديو) بيتر باركر: ♪ واقف على شفير الهاوية، يمكنني أن ارتفع بعيداً عن هذا. ♪ ج ت: أننا نحاول أن نفعل كل شيء في المسرح مباشرة الذي لا يمكنك فعله في الوسط ثنائي الأبعاد في السينما والتلفزيون. |