Ben sadece polisim ve işimizi yapmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | أنافقطشرطي, نحن فقط نحاول القيام بعملنا. |
Kodu çözmenin bir diğer yolu ise yeni bir teknoloji geliştirmek, yani iki yönlü iletişimi sağlayacak bir arayüz, Bahamalar' da yapmaya çalıştığımız şey işte bu ve bunu gerçek zamanlı olarak yapmaya çalışıyoruz. | TED | ولكنَّ هناك طريقةً أخرى لفك الشفرة وهي عبر تطوير بعض التقنيات وإعداد واجهة للقيام باتصالات ذات اتجاهين وهذا ما كُنَّا نحاول القيام به في الباهاما في الوقت الراهن. |
Şuna bak, sanki sapanla kavga ediyorlar, ne yapmaya çalışıyoruz biz. | Open Subtitles | ننظر الى الامر، هو مثل القتال مع peashooter، ما نحاول القيام به. |
Çok basit, Hookfang ve ben işimizi yapmaya çalışıyorduk sonra Stormfly çılgına döndü ve bize ateş etmeye başladı! | Open Subtitles | بسيطة، هوكفانج وأنا كنا نحاول القيام بعملنا عندما قام ستروم فلاي المجنون ! وبدأ بإطلاق النار علينا |
Hristiyanlık vazifemizi yapmaya çalışıyorduk sadece. | Open Subtitles | كنا نحاول القيام بواجبنا المسيحي فحسب |
Fakat bizim laboratuvarda asıl yapmaya çalıştığımız şey bu hücrelerden gerçek dokular üretebilmektir. | TED | لكن ما نحاول القيام به حقا في مختبري هو هندسة أنسجة انطلاقا منها. |
Haber yapmaya çalışıyoruz burada. | Open Subtitles | نحن نحاول القيام بصناعة الأخبار. |
Şu dünyada küçük bir iyilik yapmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحاول القيام بشئ جيد لهذا العالم |
Size bütçemiz az ve sadece işimizi yapmaya çalışıyoruz konuşmasını yaptı değil mi? | Open Subtitles | قال لكم مقولته "لدينا عجز في التمويل وإننا نحاول القيام بوظائفنا"، صحيح؟ |
- Hanımlar, lütfen. Biz sadece görevimizi yapmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | إننا نحاول القيام بواجبنا. |
Beyler merhaba. Burada çekim yapmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحاول القيام بالتصوير هنا |
Ne yapmaya çalışıyoruz? | Open Subtitles | مالذي نحاول القيام به؟ |
Ne yapmaya çalışıyoruz? | Open Subtitles | مالذي نحاول القيام به؟ |
Burada bir şey yapmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحاول القيام بشيءٍ هنا. |
Zaten bunu yapmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | هذا ما نحاول القيام به |
Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | هذا هو ما نحاول القيام به. |
Biz de dişi kök hücrelerinin yaralanmayı belirlemede biraz hücresel tamirat yapmada, yada hatta yeni organlar oluşturmada ki bu da kök hücre terapisinde yapmaya çalıştığımız şeylerden biri daha iyi olabileceği hipotezini kurduk. | TED | لذلك افترضنا أن الخلايا الجذعية لدى النساء أفضل مما هي عند الرجال في تحديد الإصابة والقيام بالعلاج الخلوي أو حتى بإنتاج أعضاء جديدة وهو أحد الأشياء الذي نحاول القيام به عبر العلاج بالخلايا الجذعية |
yapmaya çalıştığımız şey ya da inandığımız şey çünkü bu dünyanın gerçekte nasıl yürüdüğüne olan inanışımız çevre olmazsa hiçbir şeye sahip değilsiniz. | TED | ما نحاول القيام به، أو ما نؤمن به، لأننا نعتقد أن العالم يعمل هكذا، هو أنه من دون البيئية ليس لدينا شيء. |