Haklı olarak Ebola'dan korkuyoruz, çünkü diğer hastalıklar kadar insan öldürmüyor. | TED | ولهذا نحن نخشى الأيبولا الآن لأنه لا يقتل مثلما تفعل أمراضٌ أخرى. |
Ebola'nın getirdiği kesin kaçınılmazlıktan korkuyoruz. | TED | نحن نخشى هذه الحتمية المُتعلقة بأيبولا. |
Ya da belki de, sadece korkuyoruz arkadaşlarımıza böbürlenebileceğimiz ve arabalarımızın arkasındaki etiketlere yazabileceğimiz bir gelecekleri olmayacak diye. | TED | أو ربما، ربما، نحن نخشى فقط من عدم حصولهم على مستقبل يمكننا التباهي به أمام أصدقائنا وفي ملصقات على سياراتنا. |
Batmış olmasından korkuyoruz, ve... bu çok utanç verici, ama... subaylarımızın bazıları üst düzey yöneticilerimizin... oğulları. | Open Subtitles | نحن نخشى أن تكون قد غرقت .. إنهذامحرججداً لكن. العديد من الضباط أبناء لمسئولين من مستوى عالي |
Sadece kendisini ya da başkasını incitmesinden korkuyoruz, seni küçümseyici küstah! | Open Subtitles | نحن نخشى ان تؤذى نفسها او شخصاً ما , ايها المدعى الساخر |
"Evimizde oturduğumuz için bizi gelip kaçırmalarından korkuyoruz." "Çünkü bizim evimiz şehirden çok uzakta." | Open Subtitles | نحن نخشى أننا إذا قمنا بالنوم في بيوتنا، المتمردون سيقمومون بخطفنا |
Bunun bir tür uyarı olabileceğinden korkuyoruz ama her neyse sırada biz varız. | Open Subtitles | نحن نخشى أنه قد يكون نوع من التحذير مهما يكن فهي... نحن القادمون |
Bunun bir tür uyarı olabileceğinden korkuyoruz ama her neyse, o burada. | Open Subtitles | نحن نخشى أنه قد يكون نوعا من التحذير ولكن ايا كان هذا انه هنا |
Bizi 'Laurie'leştirmeye çalışmandan korkuyoruz. | Open Subtitles | نحن نخشى أنّكنّ قد تجتاحون منزلنا |
Tanık'tan korkuyoruz, lakin tarihi yeniden yazma girişimimiz Zaman'ın zarar görmesiyle sonuçlanıyor. | Open Subtitles | نحن نخشى (الشاهد)، لكن محاولة إعادة كتابة التاريخ نتج عنها دمار الزمن بعينه |
Bir saniye, biz de korkuyoruz. | Open Subtitles | مهلًا، نحن نخشى الظلام! |
Nur Taraki'den korkuyoruz. | Open Subtitles | ماذا؟ "نحن نخشى (نور طراقي)." |