Aniden, Ona karşı, büyük, koruyucu bir duygu geliştirdim. | Open Subtitles | أنني فجأة تطورت، بشعور وقائي كبير نحوها. |
Ona karşı dostça olmayan hislerimden dolayı vicdanım rahat değil. | Open Subtitles | ضميري ليس في سلام بسبب مشاعري العدائيّة نحوها. |
Çektiğimiz birçok işkenceden ve iki yıllık hazırlıktan sonra, ona doğru yüzdüğümüzde bu bizi davet eden yaşam alanı yeni bir yuva gibiydi. | TED | حين سبحنا نحوها بعد كثير من العذاب وسنتان من التحضير، هذا المقر كان ينتظر قدومنا بدا كبيتنا الجديد. |
Onun elini iki eliyle tutma ve ona doğru eğilme şekline bak. | Open Subtitles | انظر كيف يقبض على يدها بكلتا يديه و يميل نحوها |
Onları kasten takip ettiğini açıkladıktan sonra tedirgin oldular, ama ona olan ilgilerinden kurtulamadılar. | Open Subtitles | الحقيقة بأنها قامت بخداعهم عمداً انزعجا كثيراً منها ولكنهما لايستطيعان التخلص من مشاعرهما نحوها |
üzerine uçuyor ve polenleri yayıyorlar. | TED | فتطير الحشرات نحوها وتقوم بعملية التلقيح |
hadi yürü hayır hayır onun hakkında yanılıyorsun yani unutmak kısmında değil. | Open Subtitles | ضِعْها في بنك صفعاتك القاسية وتحرك -تحرك -لا لا أنت مخطيء نحوها |
Onun için bir şey hissetmediğimi söylediğim zaman, bunda ciddiydim. | Open Subtitles | كنت اعني ماأقول حينما قلت أني لا أحمل مشاعراً نحوها |
Yeni tanıştık, ama Ona karşı duygularım var. | Open Subtitles | تعـارفنا منذ وقتٍ قصـير، لكن لديّ شعـورٌ جيد نحوها. |
"O aradığım kişi olabilir mi? Ona karşı bir şeyler hissediyorum" türünden saçmalıklarla uğraşmazsın. | Open Subtitles | لا ضرورة لأن تشعر بشيء نحوها وتلك الترهات |
Burada olmanın nedeni, Ona karşı olan hislerin. | Open Subtitles | مشاعرك نحوها هو السبب الوحيد لمجيئك الى هنا |
Ama Ona karşı hiçbir his beslemiyorum. | Open Subtitles | لكنني ليست لدي أية مشاعر نحوها,على الإطلاق |
Ona karşı biraz bile samimi duyguların varsa onunla bir filmdeymiş gibi davranmayı bırak ve kendine gel. | Open Subtitles | جيل را أم , أذا كنت حتى تملك مشاعر نحوها توقف عن التظاهر بأنك تظهر معها في دراما وارجع الى نفسك |
Ona karşı bir şeyler hissediyorum ama bir sonu olmadığını da biliyorum. | Open Subtitles | لدي نفس المشاعر نحوها ومع ذالك أعلم أنه لا يمكن أبداً أن يتحقق شيء من هذا |
Tamam, böylece dönüyor güverte sorumlusu sendeleyerek ona doğru geliyor sırtına saplanmış bir bıçak var. | Open Subtitles | مساعد الربان يجرى نحوها وهناك سكين فى ظهره |
Ross, ona doğru bir adım atmak zorundasın. | Open Subtitles | روس، سَيكونُ واجبك إتِّخاذ خطوة نحوها. |
Bir pencere görüyor ve ona doğru yürüyorsun. | Open Subtitles | تشاهدين نافذة وأنت تسيري نحوها. |
Sizi takdim edeceğim Kraliçe elini uzatacak, siz ona doğru giderek tekrar eğilip selam verecek ve elini öyle sıkacaksınız. | Open Subtitles | سأقوم بتقديمك... ستمد الملكة يدها فتتقدم نحوها... فتنحني ثانيةً ثم تصافحها |
ona olan duygularınla bu görevi birbirinden ayırman gerek. | Open Subtitles | يجب عليك ان تفصل شعورك نحوها من هذه المهمة |
Benim hatırama girince, ona olan hislerimin farkına vardı. | Open Subtitles | فقط عندما قامت بالغرز الى ذكرياتي فإنها بالصدفة رأت مشاعري نحوها |
Yani, kişisel sebeplerinden dolayı suçu onun üzerine atmaya çalıştığını söylüyorsun? | Open Subtitles | أذن أنتِ تعتقدين بأنه يحاول أن يغير من مجرى التحقيقات نحوها بدوافع شخصية؟ |
Kanka, onun hakkında bu şekilde düşünemezsin. Herneyse! | Open Subtitles | أنت لا يمكن ألاّ تستطيع أن تفكر نحوها بتلك الطريقة |
Ben artık bunu onunla tartışabilirim, çünkü Onun için ne denli güçlü duygular beslediğini duyduğunda merak edeceğim bir şey kalmayacak. | Open Subtitles | يمكنني مناقشة الامر معها الآن دون ان يكون لدي شيئاً لأقلق بشأنه عندما تعرف عمق شعورك نحوها |