Sanıkların üçü de bir şekilde yabancı olarak kabul edildi. | TED | جميع النساء اللاتي اتُهمن كن يُعتبرن غرباء على نحوٍ ما: |
Bu, sağlık hizmetimizin hastalığı önlemek yerine bir şekilde hasta olmamızı sağlayarak kazanç elde ettiğini söylemek kadar çılgınca ve tartışmalı, | TED | إن الأمر غريب ومثير للجدل مثلما نقول أن نظامنا للرعاية الصحية ليس وقائيًا لكن وعلى نحوٍ ما تنتفع من بقائنا مرضى... |
Ortaklığımızı mahvediyor ve bir şekilde onu harekete geçiren şey sensin. | Open Subtitles | ،إنه يخرّب شراكتنا .وعلى نحوٍ ما يبدو أنّكِ الدافع |
Ama benim için bir şekilde önem teşkil ettiğini biliyordum. | Open Subtitles | لكني عرفت أنها كانت مهمة لي على نحوٍ ما |
Hepimizin sözlüsü vardır bir şekilde. | Open Subtitles | جميعنا يتم توجيهنا على نحوٍ ما. |
Dokunduğumuz her şey ve herkes bir şekilde değişmiş olur. | Open Subtitles | "كلّ ما وكلّ مَن نلمس..." "يتغيّر على نحوٍ ما" |
Bir şekilde, sen-- | Open Subtitles | إذا، على نحوٍ ما .. لقد |
Sanki Karr hakkında bir şekilde, bir şeyler biliyor gibiyim. | Open Subtitles | أشعر أنني أعرف (كار) على نحوٍ ما |