- Kendini atacağın bu evlilik ikinize hiç mutluluk getirmeyecek. | Open Subtitles | ذلك الزفاف الذي تُعدين له لن يضع فقط نهاية لآمالك نحو السعادة |
biri şöyle özetledi: "Yiyecek vücudu, beyni ve çevreyi şekillendiriyor," bence bu gayet iyi. Ya da mutluluk: "mutluluk adına çabalamak = | TED | أحدهم لخص هذا كما يلي: "الطعام يشكل الجسد، العقول والبيئة،" والذي أعتقد أنه جيد للغاية. أو السعادة: "السعي نحو السعادة = |
(Gülüşmeler) Bu da demek oluyor ki bir şekilde- bilinçli olarak ya da bilinçsizce, doğrudan ya da dolaylı olarak, kısa vadede ya da uzun vadede, ne yaparsak yapalım, neyi umut edersek edelim, neyin hayalini kurarsak kuralım- bu bir şekilde, bu derin ve yoğun bir mutluluk ya da refah isteğiyle ilişkili. | TED | ( ضحك ) الذى بدوره يعني أن - واعياً أم لا , بطريقة مباشرة أم غير مباشرة ، على المدى القريب أو البعيد ، أياً كانت أعمالنا ، و آمالنا و أحلامنا -- بطريقة ما , نميل برغبة عميقة , للإحساس الدفين نحو السعادة أو الشعور بالرضا . |
O zaman mutluluğa giden yolda ilk adımı atmış bulunuyorsun. | Open Subtitles | إذن فقد خطوتَ للتوّ خطوتكَ الأولى نحو السعادة |
- Evet. O zaman mutluluğa giden yolda ilk adımı atmış bulunuyorsun. | Open Subtitles | إذن فقد خطوتَ للتوّ خطوتكَ الأولى نحو السعادة |