O zamanlar, biz Hintliler seyahat etmek istediğimizde iki tekerlekli at arabasına atlayıp gökyüzüne uçardık. | TED | لذلك في تلك الأيام عندما كنا نريد نحن الهنود السفر كنا نقفز في عربة ثم ننطلق مركزين نحو السماء. |
Hatta şu an elimizdekileri kullanıp daha da ileri, gökyüzüne gitmeliyiz. | TED | في الحقيقة، يتعين علينا أن نأخذ ما أنجزناه حتى اللحظة ونرتقي، نحو السماء. |
Bu çalışmasını sevdim, ... ...Gökyüzünde yürürken... ...aşağıyı izlemek gibi... ...yeni bir yol... ...gözler önüne seriliyor. | TED | وما أعجبني في عملها هذا هو أنني حين أتمشى حوله وأنظر لأسفل نحو السماء أنظر لأسفل لأشاهدها تتجلى بطريقة جديدة |
Gökyüzünde başka bir gezegeni gösterip "eskiden burada yaşardım" demeyi istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أشير بيدي نحو السماء إلى كوكب آخر وأقول: "كنت أعيش هناك" |
Tahta bir çarmıha bağlanacak ve yüzü de cennete doğru çevrilecektir. | Open Subtitles | سيعلق على صليب خشبى ووجهِه مرفوع نحو السماء ...وبينما ما يزال حيَّا |
Ve geride Sümerler'de, Ziggurat olarak bilinen yapay tapınak tümsekleri öncelerinden de yükseğe, cennete doğru tırmanıyor. | Open Subtitles | وعودة إلى "سوميريا"، تلال معبد اصطناعية تسمى الأهرام الرافدية ترتفع أعلى نحو السماء. |
Sevgi dolu eller uzanır aşağıya ve Göğe yükseliriz. | Open Subtitles | يد محبة تنزل. ونحنا أيدنا مرفوعة نحو السماء. |
Hafifçe buluttan buluta çıkarak cennete yükseliyor. | Open Subtitles | تصعد بخفه من سحابه الى سحابه ... نحو السماء |
Kamerayı gökyüzüne odakla. | Open Subtitles | وجّه آلة التصوير نحو السماء ووجّهها نحو الأرض |
Eğer bedenim gökyüzüne dalarsa, ...çok yüksekte bir yerlere erişebilirsem, ...evim, okulum, istasyon her şey küçücük olur. | Open Subtitles | كما لو أن جسمي مسحوبا لاعلى نحو السماء لأعالي كما لو أنه يمكنني أن أصل لأي مكان بيتي .. |
Apollo gibi mekiklerin gökyüzüne çıkarken görüldüğü çizimler. | Open Subtitles | رسومات للصواريخ مثل ابوللو تنطلق نحو السماء |
Bu dev teleskobu spektrograf denen bir cihaza bağladılar ve bir kez daha gökyüzüne çevirdiler. | Open Subtitles | قاموا بربط هذا التليسكوب العملاق بجهاز يسمى المطياف و قاموا بتوجيهه نحو السماء |
Ve gökyüzüne daha derin baktığımızda daha uzaklarda, daha da geçmişi görürüz. | Open Subtitles | و كُلّما تعمّقنا أكثر فى التحديق نحو السماء كلما رأينا نحو الماضى الأبعد |
Gökyüzünde kaybolmuştu. | Open Subtitles | تدفعه الرياح نحو السماء الصيفية." |
Gökyüzünde uçmak. | Open Subtitles | نحو السماء |
Gökyüzünde uçmak. | Open Subtitles | نحو السماء |
Dorukları neredeyse 5 kilometre Göğe yükseliyor. | Open Subtitles | واحدة من أعظم السلاسل الجبليّة في العالم يصل إرتفاع قمّتها لقرابة الـ 5 كيلومترات نحو السماء |
Ağaçlar durmaksızın Göğe doğru uzanan tek doğal varlıklardır. | Open Subtitles | انها العنصر الوحيد على الأرض اللذي يرتفع دائما نحو السماء |
Hafifçe buluttan buluta çıkarak cennete yükseliyor. | Open Subtitles | تصعد بخفه من سحابه الى سحابه ... نحو السماء |