- onu yok etmeliyiz. - Ama hâlâ bir şansımız var. | Open Subtitles | لا بد أن ندمره - ولكن لا تزال هناك فرصة - |
Eğer Ölüm Gözcüleri yeteri kadar hızlı hareket ederlerse, onu yok edebiliriz. | Open Subtitles | اذا حارس الموت تحرك سريعا يمكننا ان ندمره |
Bu peruk lanetli. onu yok etmeliyiz. | Open Subtitles | هذا الشعر المستعار ملعون يجب ان ندمره |
O pisliği devre dışı bırakacağız. | Open Subtitles | ندمره تدميرا ً تاما ً |
O pisliği devre dışı bırakacağız. | Open Subtitles | ندمره تدميرا ً تاما ً |
Bu onu tamamiyle yok etmek için elimize geçen bir fırsat. | Open Subtitles | سيدي، هذه فرصتنا لأن ندمره بالكامل. |
Tekrar saldırmadan önce onu yok etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن ندمره قبل أن يهاجم ثانية |
Olasılık hesapları onu yok edebileceğimizi söylüyor. | Open Subtitles | الاحتمالات جيدة بأننا سوف ندمره |
Evet. onu yok etmeliyiz. | Open Subtitles | صحيح ، نحن يجب أن ندمره |
Ve bizim onu yok etme çabamız... | Open Subtitles | و هذا ما يجب أن ندمره |
Aslında bakarsanız, onu yok edemediğimiz için mutluyum. | Open Subtitles | يسرني فعلاً أننا لم ندمره |
Şimdi onu yok edelim... parça parça. | Open Subtitles | الآن دعينا ندمره قطعة قطعة |
Bence onu yok etmeliyiz. | Open Subtitles | . أعتقد أنه يجب أن ندمره |
Biz bir canavar bulduğumuzda, onu yok ederiz. | Open Subtitles | عندما نجد وحشاً نحن ندمره |
Eğer onu yok edersek, o da yok olur. | Open Subtitles | عندما ندمره, ستموت |
- Ve onu yok etmek zorundayız. | Open Subtitles | ويتوجب علينا أن ندمره. |
Hortum havaalanın doğru gidiyor. Varmadan önce hortumu yok etmeliyiz. | Open Subtitles | الإعصار يتجه إلى الميناء الجوي يجب أن ندمره قبل أن يصل لهناك |