Millet nerde? 10 sokak geçtik ve daha bir Allah'ın kulunu bile görmedik. | Open Subtitles | أين الجميع، قطعنا 10 شوارع ولم نرَ أحداً |
Bir saattir bu yoldayız, ama tek araba bile görmedik. | Open Subtitles | يا عزيزي , الأمر هو أننا في هذا الطريق منذ أكثر من ساعة و لم نرَ سيارة أخرى |
Kimseye bişey söylemeyeceğiz Böyle bir yüz hiç görmedik. | Open Subtitles | لن نخبر أحداً بما حدث. فنحن لَم نرَ وجهكَ حتّى. |
Biz bir bağ göremiyoruz, bu yüzden de Anton'un dolaşırken kaybolduğu ihtimalini yok sayamayız. | Open Subtitles | لم نرَ أي علاقة لذا لا يمكننا أن نستبعد أن انتون قد تاه |
JJ, bu ülkede şimdiye kadar bu tür bir Grand Prix turnuvası görmemiştik. | Open Subtitles | لم نرَ هذا النوع من بطولات الجائزة الكبرى في هذه الدولة من قبل. |
Tamam, bir kontrol edelim Bakalım bir şey bulabilecek miyiz. | Open Subtitles | حسناً، فلنتحرَّ الأمر، و نرَ إن كنّا سنجدُ أيّ شيء |
Labirent gibi hastanenin içerisinde muhtemelen birbirimizi görmeyiz bile. | Open Subtitles | -حسنٌ، في متاهةٍ كبيرةٍ كـ"مشفى المدينة "، مُحتملٌ بأنّا لن نرَ بعضنا قطّ. |
Kesişen raylarda o haritalardan görmedik hiç. Emin değilim. | Open Subtitles | لمْ نرَ أيّ من أولئك الخرائط عند التقاطعات، لذا لستُ موقنة |
Mağarada bağlı tuttuk hep ve fırtına sayesinde de dönerken yolda kimseyi görmedik. | Open Subtitles | كان مقيداًفي ذلك الكهف طوال الوقت و الفضل لهذه العاصفة في كوننا لمْ نرَ احداً في طريق عودتنا |
Görsel olarak. Görsel olarak işaretledim. Ama senin nereden geldiğini görmedik. | Open Subtitles | بصريًا، حدّدتها بصريًا، لكننا لم نرَ الموضع الذي ظهرت منه. |
Her şeyin, dozunda olması gerektiği gibi bir anlayış vardır ancak biz o dozun işe yaradığını görmedik. | Open Subtitles | أعتقد، أن هناك تصوّر بأن كل شيء حسن بالاعتدال، صحيح؟ لكننا لم نرَ أنّ الاعتدال يُفلِح. |
Biz, balıkçılar, yıllardır bir peder görmedik. | Open Subtitles | نحن الصيّادون لم نرَ قساوسة منذ سنوات |
Hıristiyanlığın başlangıcından beri değişim yaratacak daha büyük bir güç görmedik. | Open Subtitles | منذ فجر المسيحية لم نرَ قوة أكبر للتغير |
Eğer sen bir şey görmediysen, biz de bir şey görmedik. | Open Subtitles | لم نرَ شيئاً ما دمت لم ترَ شيئاً. |
Birbirimizi görmedik uzun süredir, öyle değil mi? | Open Subtitles | منذ زمن طويل لم نرَ بعضنا البعض، صحيح؟ |
Fedakarlıklar olmadığı sürece bu korkunun nasıl sonlanacağını göremiyoruz. | Open Subtitles | نحن لن نرَ نهاية لهذا النوع من الرعب إلا إذا قُدّمت تضحيات ... |
Dört yıl geçti ve patronu bir kez olsun görmemiştik. | Open Subtitles | -ماذا؟ أربعُ سنواتٍ ولم نرَ حتّى الرّئيس. |
Bakalım bunu yavaşlatabilecek miyiz. | Open Subtitles | الآن دعينا نرَ إن كان بإمكاننا إبطاء هذا |
Tobe Hooper'ın mükemmel filmi Teksas Katliamı'nda neden karakterlerin normal insanlar gibi tuvalete gittiğini ya da ellerini yıkadığını görmeyiz? | Open Subtitles | وفي الفيلم الرائع "مِجزرة مِنشار تكساس" للمؤلّف (طوبي هوبر)، لِماذا لَم نرَ الشخصيّات تذهب إلى دورة المياه؟ أو يقوموا بغسل أياديهم كما يفعل الناس بالحيّاة الواقعيّة؟ |
Dediğim gibi her zaman resmin tümünü göremeyiz. | Open Subtitles | كما قلتُ، إننا لا نرَ الصورة الكاملة دوماً. |
Madem her gece yapıyordun ve o da burada bunca gece geçirdiyse neden aşina olup olmadığını görmüyoruz? | Open Subtitles | تقولين أنكِ تفعلين هذا كل ليلة وكان يقضي الكثير من الليالي هنا لذا ، لمَ لا نرَ إن كان هذا مألوفاً له؟ |
Tek bir şişe alkol görmediğimiz halde burası aşırı canlı. | Open Subtitles | هذا المكان جميل جدًا بما أننا لم نرَ قنينة كحول واحدة. |
Sıradaki şaşırtmacandan sonra, hepsi avukat edindi. Duruşmaya kadar yüzlerini bir daha göremeyeceğiz. | Open Subtitles | بعد طابور العرض سيوكّل كلٌّ منهما محاميّاً، ولن نرَ وجوههم حتى المحاكمة. |
Bu operasyonun arkasındakini bulana kadar bunları görmemiş gibi davranacağız. | Open Subtitles | سنتظاهر بأننا لم نرَ أيّاً من هذه الأشياء حتى نعرف من وراء هذه العملية. |
Kafa içi basıncında düşüş görmezsek başka şeyleri konuşmaya başlamamız gerekecek-- | Open Subtitles | إن لم نرَ تحسّناً ملحوظاً في ضغطه الدماغيّ الداخليّ - فيجب أن نناقش رغباته في ... |