Mahkûmlar arasında kavgaya neden oluyor Diğer mahkûmlar bit ve pireden şikayet ediyor. | Open Subtitles | هذا الشيء يخلق نزاعات بين النزلاء، وبدأ السجناء الآخرون يشكون من القمل والبراغيث |
Gizli bir hayat evlilikte kavgaya sebep olabilir. | Open Subtitles | يمكن ان تسبب نزاعات زوجية |
Boşandım, oğlumun evlilik dışı çocuğu oluyor, herkesin önünde kavga ediyorum... | Open Subtitles | انا منفصلة عن زوجي ابني سيحصل على طفل من غير زواج انا اخوض نزاعات علنية |
Birkaç kavga oldu ve iki haftadır durmak bilmeyen sorunları da düşünürsek sanırım herkes aklını yitirmeye başlıyor. | Open Subtitles | حسنا,كان هنالك بضعة نزاعات وبعد أسبوعين من الاضطرابات المستمرة اعتقد ان الجميع بدأ يفقد صوابه |
Hayalim bir savaş muhabiri olmaktı ama bulduğum gerçek dünya beni çok daha farklı bir çatışma alanına götürdü. | TED | كان طموحي أن أكون مراسلة حربية، ولكن الواقع الذي اصطدمت به ذهب بي إلى منطقة نزاعات مختلفة تمامًا. |
Ocak 2003'te, 40 ülke "Kimberley Süreci"ni imzaladı- 'çatışma Elmasları'nın akışını engellemeye yönelik bir girişim. | Open Subtitles | في كانون الثاني 2003 وقعت اربعين دوله على اتفاقية كيمبرلي لمحاولة لمنع تدفق الماس من الدول التي بها نزاعات |
Düşmanı ya da son zamanlarda bir çatışması var mıydı bakacağım. | Open Subtitles | لرؤية إن كان لديه أي أعداء أو أي نزاعات حديثة |
Sendika çekişmesi için onu uyandırmaya çalışırdık ama kalkmazdı. | Open Subtitles | حاولنا إيقاظه لوجود نزاعات في النقابة , لكنه يرفض |
Yaşam yeri kısıtlı olduğu için sürekli sınır anlaşmazlıkları yaşanır özellikle de diğer saçakbaşlarla. | Open Subtitles | بسبب نقص المساحة، فهناك نزاعات حدودية دائمة، خصوصاً مع أسماك أخرى مهدّبة الرّأس، |
Herhangi bir kavga olduğunda yetkililere bilgi vermeliyiz. | Open Subtitles | لابد أن تخبر السلطات عن أي نزاعات. |
Dün gece silahli bir kavga yasanmis. | Open Subtitles | كان هنالك نزاعات مسلحة الليلة الماضية |
Başka bir çatışma daha yaşamamak adına arka sıralarda oturmaya karar verdim. | Open Subtitles | يجدر بي أن أجلس في الخلف حتى أتجنب أي نزاعات أخرى |
Liderliği üstlendi ve hiç çatışma olmadan grubu organize etti. | Open Subtitles | اتخذ دور القيادة و نظم المجموعة بدون وقوع نزاعات |
Adamın Sewell Augustine'i bırakmasının esas nedeni şirketin çıkar çatışması yaratacak davalar almasıymış. | Open Subtitles | (لقد استبعد (سويل) و (غسطين لأنه شعرَ وكأنهم يأخذون عدة قضايا بها نزاعات |
Her tarafta bir çatışması var. | Open Subtitles | لديه نزاعات في كل مكان. |
Yönetmen çekişmesi mi? | Open Subtitles | نزاعات المخرج؟ |
Çözmem gereken arazi anlaşmazlıkları, bakmam gereken geri zekâlı kuzenlerim ve beceriksiz kardeşlerim var. | Open Subtitles | لدي نزاعات على لحماية الارض مع ابناء العمومة الحمقى ونير يعتني جيدا بالاخوة |