Dünya Bankası'nın son verilerine göre, sıtmadan kaynaklanan ölümlerin %27 azalmasıyla sıtmaya karşı sürdürülen savaş kazanılıyor. | TED | وتم الإنتصار في معركة الملاريا، بمعدل انخفاض في نسبة الوفيات بمقدار 27 بالمئة، طبقاً لآخر مصادر بنك المعلومات الدولي |
İyi haber ise tarihte şu an bilim, teknoloji globalleşmenin birbirine yaklaşıp daha önce eşi benzeri görülmemiş bir şekilde, bütün ölümlerin beşte biri ve dünyada emsalsiz acılara yol açan enfeksiyon hastalıklarının önlenebilmesi için beraber çalıştıkları bir süreç yaşamaktayız. | TED | الخبر الجيد هو نحن في مرحلة من الزمن حيث يتحد العلم و التكنولوجيا و العولمة ليصنعوا إمكانيات غير مسبوقة, إمكانية دخول التاريخ بالقضاء على الأمراض المعدية التي تتسبب في خمس نسبة الوفيات و في مآسي كثيرة على الأرض. |
ölüm ilanlarımızın yüzdesini aydan aya, kadından erkeğe analiz ediyor. | TED | فهو يقوم بتحليل نسبة الوفيات لدينا شهرًا تلو الآخر، من الرجال والنساء. |
Hastalıkların erken yakalanması demek daha az gereksiz ameliyat, daha az gereksiz ölüm. | Open Subtitles | لماذا؟ لو تم علاج مرض مبكراً , يعني هذا تقليل عدد الجراحات الغير ناجحة تقليل نسبة الوفيات |
100 kilo ile ölüm oranı üç milyona ulaşabilir. | Open Subtitles | مع ال100 ألف التي تتحدث عنها، سترتفع لديك نسبة الوفيات الى 3 ملايين. |
En son yapılan bilimsel araştırma ölüm sayısını 12 bin olarak gösteriyor. | Open Subtitles | وقد أظهرت آخر الدراسات العلمية أن نسبة الوفيات بلغت 12000 شخص. |
Bugün, kalp hastalığına bağlı ölümlerde yüzde 63 azalma görülüyor, önemli biçimde, her yıl 1.1 milyon ölüm önleniyor. | TED | اليوم، نلاحظ تقليل نسبة الوفيات إلى 63% من مرض القلب -- بشكلٍ ملحوظ، يتم تجنيب 1.1 مليون من الموت كل عام. |
Toplumdaki genç erkeklerin ölüm oranı genç kadınların ölüm oranının 6 katı. Şiddetten, kazalardan, genç erkeklerin yaptığı aptalca şeylerden: atlanmayacak yerlerden atlıyorlar, ateşe verilmeyecek şeyleri ateşe veriyorlar, neden bahsettiğimi biliyorsunuz. | TED | نسبة الوفيات بين الشباب في المجتمع أعلى بست مرات منها بين الشابات من العنف والحوادث، تلك الأشياء الغبية التي يفعلها الشباب: بالقفز من على أشياء لا يفترض بهم القفز من عليها، يشعلون النار في أشياء لا يفترض بهم إشعالها، أعني، أنتم تدركون ما أتحدث عنه. |
Patlayıcıların bulunduğu köşedeki şu odayı hedef alırsak o oda içerisinde %100 ölüm oranı ve evin geri kalanında %80-90 arası bir ölüm oranı tahmin ediyoruz. | Open Subtitles | لو قصفنا زاوية الغرفة هنا ،حيث توجد المتفجرات سيكون معدل نسبة الوفيات يساوي 100% في تلك الغرفة ونسبة 80% إلى 90% ضمن باقي الغرف |