"نشأتي" - Traduction Arabe en Turc

    • Büyürken
        
    • büyüdün
        
    • Büyüdüğüm
        
    • büyüdüm
        
    • büyümüş
        
    • Küçükken
        
    • çocukken
        
    • yetiştirildiğimi
        
    • geldiğim
        
    • yetiştirilme
        
    Futbol hayranı olduğum bir gerçek, bu yüzden Büyürken birkaç antrenörüm vardı TED كوني مشجعاً لكرة القدم ليس بسرٍّ، لذلك خلال نشأتي حظيت ببعض المُدرّبين.
    Büyürken, yaşadığım yerde altı Arap vardı, hepsi de benim ailemdi. TED خلال نشأتي كان هناك 6 عرب في مدينتي، وكانوا كلهم أفراد عائلتي.
    Evet, lavabonun dibindeki küçük su damlacıklarını. Hangi çöplükte büyüdün bilmiyorum ama bu iğrenç bir şey. Open Subtitles أجل، هذه القطرات منتشره في أنحاء الحوض لا أردي في أيّ كوخ نشأتي ولكن هذا مُقرف
    Dağlarda Büyüdüğüm için doğaya derinden bir bağlılığım var. TED بسبب نشأتي في الجبل، بدأت في تكوين علاقة قوية مع الطبيعة.
    Buradan uzakta büyüdüm, yaşayan her şeye çok meraklı küçük bir kızdım. TED في فترة نشأتي بعيدًا عن هنا، كنت فضولية بجنون كفتاة صغيرة عن كل ما هو حي.
    Göbek kordonu kesildikten kısa bir süre sonra annem ortadan kaybolmuş, ...bu yüzden sadece babamla büyümüş olmam beni gerçekten meraklı biri yaptı. Open Subtitles أمي رحلت بعد فترة وجيزة من قطع حبلي السري لذا نشأتي مع ابي فقط جعلتني اتساءل حقاً
    Küçükken bu sayede hayatta kaldım ve hayatımı hâlâ böyle yaşıyorum. Open Subtitles هكذا صمدت خلال نشأتي وما زلت هكذا في حياتي إلى اليوم
    Ben çocukken sadece pazarlarımız tatil olurdu, onun da büyük kısmı kilisede geçerdi. Open Subtitles في نشأتي لم تكن لدينا عطلة إلا يوم الأحد. و كنا نقضي معظم هذا الوقت في الكنيسة.
    Büyürken, her zaman iyi ve akıllı bir çocuktum. TED عند نشأتي كنت دوماَ ذلك الطفل الجيد والذكي
    Böyle bir çevrede Büyürken hikaye anlatımının gücüne güçlü bir şekilde inanmış oldum. TED إن نشأتي في محيط كهذا، جعلتني أؤمن بأهمية القصص.
    Ben Büyürken bile kısmen şöyle bir görüş vardı: "Bakteriyal enfeksiyon sorununu çözdük. Artık antibiyotiklerimiz var." TED وإلى حدٍ ما، حتى في وقت نشأتي كان المفهوم هو أننا حللنا مشكلة الالتهابات البكتيرية لأن لدينا المضادات الحيوية.
    Büyürken çok fazla bilim kurgu okumadım. TED لم أقرأ الكثير من قصص الخيال العلمي في نشأتي.
    Ben Büyürken bize işinden bahsetmediğin için, günlerce, bazen haftalarca, bizi bıraktığın için sana kızardım. Open Subtitles ..خلال نشأتي كنت أستاء منك ..لعدم إطلاعنا على حقيقة عملك والظروف التي تجعلك تغيب عنا لأيام أو لأسابيع متتالية أحياناً
    - Burada mı büyüdün? Open Subtitles ـ أنتِ نشأتي هنا؟
    Hiç sorun değil. Los Angeles'ta mı büyüdün? Open Subtitles إذا هل نشأتي في لوس أنجلوس؟
    Nükleer enerji santralinin yanında mı büyüdün kızım sen? Open Subtitles هل نشأتي بجوار نبات نووي؟
    Büyüdüğüm yer Bridgeport Chicago'nun güneyine yakın bir yerdeydi. Open Subtitles . لقد كان في هذا الحقل ، ليس ببعيد من مكان نشأتي . بريدجيبورت ، في جنوب شيكاغو
    Bebeğime ve kendime bir söz verdim. Benim Büyüdüğüm gibi büyümeyecek. Open Subtitles وقد قطعت وعدًا لابنتي ولنفسي بألّا أدعها تنشأ نشأتي
    Seni bilmem ama ben savaşarak büyüdüm. Open Subtitles أجهل أمرك لكنّي تعلّمت ردّ الصاع خلال نشأتي
    Florida Kissimmee'de büyüdüm. Open Subtitles كان هنالك ذلك الراكون في خلال نشأتي بمدينة كيسمي في ولاية فلوريدا
    Beverly Hills'de büyümüş olmaktan daha etkileyici. Open Subtitles يبدو أسهل منطقياً من نشأتي في بيفرلي هيلز
    Küçükken filmleri hayatıma önemli ölçüde etki etti. Open Subtitles أتعلم، أثناء نشأتي تركت الأفلام أثر كبير علي
    Güney Bronx'da, New York'da bir şehir içi gettoda, büyüyen bir çocukken, kötülükle çevriliydim, gettolarda büyüyen tüm çocuklar gibi. TED فقد كانت نشأتي في حي البْرونْكْس الجنوبي، الغيتو المنعزل في مدينة نيويورك، حيث كان الشر يحاصرني من كل اتجاه، كمثل سائر الأطفال الذين نشؤوا في هذا الجزء الداخلي من المدينة.
    Ailemi, nasıl yetiştirildiğimi öğrenmek istiyor. Open Subtitles إنه يريد أن يعرف عن عائلتي ، نشأتي.
    Sonunda, nereden geldiğim ile ilgili olan gerçeği odadaki herkese açıklayacak kadar rahat hissettim. TED أخيراً أصبحت مرتاحاً بما يكفي للكشف عن حقيقتي لكل شخص في الغرفة وعن مكان نشأتي.
    Benim itinalı yetiştirilme tarzım ve Yedi Kız Kardeş eğitimimle, bana orada yönetici işi vereceğini düşündüm. TED ظننتُ أنه بسبب نشأتي المميزة وأخواتي السبعة المتعلمات، أنها ستطلب مني أن أدير المطعم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus