"نشربه" - Traduction Arabe en Turc

    • içecek
        
    • içeriz
        
    • içtiğimiz
        
    • içiyoruz
        
    • içmeyiz
        
    Sağır mısınız be? İçecek hiçbir şey yok mu burada? Open Subtitles اللعنة، ألا يوجد شيء نشربه في هذه المكان؟
    Peki. Gidip bize içecek bir şeyler getireyim. Open Subtitles أجل ، حسناً سأذهب لإحضار شيء نشربه ، أجل
    Sen gelene kadar, biz içecek bir şeyler söyledik. Open Subtitles سيكون لدينا ما نشربه عندما تأتون يا رفاق
    Unutma, biz kan emmeyiz, içeriz. Open Subtitles تذكّر، نحن لا نمصّ الدمّ بل نشربه
    Kirlilik, sigara, içtiğimiz su yiyeceklerdeki koruyucu maddeler kanserin oluşumuna katkı sağlayabilir. Open Subtitles التلوث والسجائر و الماء الذي نشربه , المواد الحافظة في طعامنا قد يكون جميع المساهمين إلى السرطان.
    İdrarımızı alıp saklıyor, filtreden geçiriyor ve içiyoruz. TED فإننا نأخذ بولنا ونخزنه ونصفيه، ثم نشربه.
    Üniversitedeyken içtiğimiz alkollü tarçınlı bir içecek. Open Subtitles إنه مشروب بلون القرفة كنا نشربه في الجامعة
    İleride bir istasyon var. Durup içecek bir şeyler alalım. Open Subtitles ستقابلنا استراحة قريياً علينا التوقف ونحضر شيء كي نشربه.
    Selam. İçecek bir şey kaldı mı? Viski var. Open Subtitles هل بقي شيء نشربه ؟ وسكي. ماذا تفعل هي هنا ؟
    Bira hariç içecek bir şey var mı dersin? Open Subtitles إذاً هل تعتقد بأن هناك أي شيء آخر نشربه ما عدا الجعة؟
    İçecek birşeyler alacam. Hemen geliyorum. Open Subtitles سأذهب لجب شيء نشربه , سأعود حالاً
    İçecek de al. İçecekler iyi olsun. Open Subtitles وشيئاً نشربه أيضاً شيئاً جيداً
    Bunu Özel zamanlarda içeriz. Open Subtitles نحن نشربه في المناسبات الخاصة.
    Daha iyi şarap ürettiklerinde içeriz. Open Subtitles إذا صنعوا نبيذ أفضل نشربه
    Çayı burada içeriz. Open Subtitles سوف نشربه هنا
    Sokaklarda içtiğimiz o boktan şeyi hatırlıyor musun? Köpek öldüren şarabını? Open Subtitles أتذكر ذلك المشروب السيء الذي كنّا نشربه في الشارع ؟
    İçtiğimiz suyun, soluduğumuz havanın... ve yediklerimizin bozulmasının başlıca sorumlusu büyük şirketlerdir. Open Subtitles الشركات الكبرى هي المسؤولة بالدرجة الأولى عن دمار الماء الذي نشربه ، والهواء الذي نتنفسه والطعام الذي نأكله
    İçiyoruz, ve televizyon seyrediyoruz. Open Subtitles أيان كان ذلك الشيء الذي نشربه ، كما تعلم ونشاهد التلفاز
    Biz ne içiyoruz bakalım? Open Subtitles إذاً ما الذي نشربه جميعاً؟
    Önce... Bu - bu arada biz ne içiyoruz? Open Subtitles بأية حال ما الذي نشربه ؟
    - Doğru. Biz şarap içmeyiz. - İşte bu yüzden değişiklik yapıp şimdi biraz içeceğiz! Open Subtitles بالضبط، نحن لا نشرب النبيذ بالعادة لذا في المواقف الغير معتادة مثل هذا يجب أن نشربه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus