Bunu sunumuma ekleyip eklememekte tereddüt ettim çünkü bu karikatür 9/11'den kısa bir süre sonra yayınlandı. | TED | كنت مترددا في إدراجها في محادثتي لأن هذا الكارتون تم نشره مباشرة بعد الحادي عشر من سبتمبر. |
Sıçanın yaydığı herhangi bir hastalığı sincabın da taşıdığını ileri sürüyorum. | Open Subtitles | يمكنني تسمية أيّ مرض لك يستطيع الفأر نشره والسنجاب يمكنه نقله |
Pekala, bunlar Kilburn'un gönderdiği tüm iletiler. Binlerce. | Open Subtitles | حسنا ، كل موضوع نشره كيلبرن منذ البداية |
Duyduğum şey ise sahip olduklarının yayınlamak için yetersiz olduğu. | Open Subtitles | وما أسمعه هو أن مالديك بسيط جداً ولا يمكن نشره |
Knopf tarafından yayınlanacak. Ve babam Kübalı. | Open Subtitles | وسيتم نشره من قبل مؤسسة نشر شهيرة والدي كوبي |
Ama kitap yazmak kitabın basılmadıkça kiranı ödemez. | Open Subtitles | لكن تأليف كتاب لن يدفع الإيجار ما لم يتم نشره |
Simon Harris bütün olayı cep telefonuna kaydedip YouTube'a yüklemiş. | Open Subtitles | سايمون هاريس صور كل شيء على هاتفه و نشره على موقع يوتوب |
Halley sadece Newton'un kitabını düzenlemekle kalmadı, aynı zamanda masraflarını kendisi karşılamak suretiyle yayınlamayı da başardı. | Open Subtitles | لم يكتفي هالي بتحرير كتاب نيوتن ولكنه عزم على نشره على نفقته الخاصة |
Yayımlanması durumunda rüzgarı tersine çevirmeye de hazır olmalıyız. | Open Subtitles | يمكننا أن نجرب وخلال هذا االوقت نحضر أنفسنا لتغيير مسار التعليقات إن تم نشره |
Yayınlandıktan bu ana 6 saat geçti. | Open Subtitles | تم نشره منذ ست ساعات على الهواء |
Şüpheliyim ama, belki yayınlandığında görmüşsündür. | Open Subtitles | ربما تكونون قد شاهدتموه عندما تم نشره إلا أنني أشك في ذلك. |
Billy ve arkadaşları için yakalama emri çıkartacağız. | Open Subtitles | وضعنا نشره عن (بيلي)وعصابته |
En sonunda, Polonya'lı bir papaz olan Nicolaus Copernicus tarafından, 1543 yılında oldukça farklı bir açıklama yayınlandı. | Open Subtitles | وأخيرا فى عام 1543 ظهر تفسير مختلف جدا لحركة الكواكب الظاهرية تم نشره بواسطة رجل دين بولندى يدعى نيكولاس كوبرنيكوس |
Son bir saat içinde söylediğin her şey canlı olarak yayınlandı. | Open Subtitles | كلّ ما قلته في الساعة الأخيرة تمّ نشره على الإنترنت |
Buradayım çünkü bu bilgiler sizin web sitenizde yayınlandı. | Open Subtitles | أنا هنا بخصوص المحتوى الذي تم نشره على موقعك |
Uşaklarımızın yaydığı mantarı iyileştirebiliyor. | Open Subtitles | إنها تـُشفي البشر من البلاء الذي نشره "جالبي الشقاء". |
Şehre yaydığı dehşet hoşuna gidiyordu. | Open Subtitles | لقد استمتع بالرعب الذى نشره فى المدينة |
Pekala, bunlar Kilburn'un gönderdiği tüm iletiler. | Open Subtitles | حسنا ، كل موضوع نشره كيلبرن منذ البداية |
Bunu yayınlamak istedim, ama, istekli olan tek yayıncı, Ufo, Büyük Ayak ve benzeri saçmalıklar yayınlıyordu. | Open Subtitles | يمكنني ان انشره لكن النتيجه الوحيد من نشره هو ان تسخر الناس منك وهراء كهذا |
Ayrıca kızın adıyla bir kitap yayınlanacak. | Open Subtitles | أيضا هناك كتاب سيتم نشره. بإسمها هي. |
Böylece bununla ilgili bir kitap yazmaya karar verdim, adı "Kafa Oyunları: Futbolun Sarsıntı Nöbetleri", 2006 yılında basıldı. | TED | لذلك قررت تأليف كتاب عنها. تحت عنوان "ألعاب الرأس: أزمة ارتجاج المخ الناجمة عن كرة القدم" وتم نشره في عام 2006م. |
- yeni bir video yüklemiş. | Open Subtitles | هناك فيديو جديد نشره على موقعه الالكتروني. |
Bu yayınlamayı seçtiği tek kitaptır. | Open Subtitles | هذا كان الكتاب الوحيد الذي قرر نشره |
Julian bir bilgisayar korsanı, her bilginin iyi olduğuna ve her şeyin Yayımlanması gerektiğine dayanan bir ideolojiden geliyor. | Open Subtitles | "جوليان" قرصان حواسيب، هو آتي من المبدأ الذي يقول أن كُل المعلومات جيدة، وكُل شئ يجب أن يتمّ نشره. |
- Yayınlandıktan bir saat sonra silindi. | Open Subtitles | لقد تم حذفه بعد ساعة من نشره. |
Altı ay önce yayınlandığında bazı tartışmalara neden olmuş. | Open Subtitles | سبب بعض الجدال عند نشره منذ 6 شهور |
Billy ve arkadaşları için yakalama emri çıkartacağız. | Open Subtitles | وضعنا نشره عن بيلي) وعصابته) |
Bombacı, yayımlanmasını istediği bir manifesto yazmış,.. | Open Subtitles | المفجر كتب بيان يريد نشره |