Politik Güzellik Merkezi, Berlin'deki aktivist bir oluşum, yakın zamanda aşırı uçta bir artistik müdahale sergiledi. | TED | مركز الجمال السياسي تجمع نشطاء في برلين مؤخرا قاموا بوقفه صارمه بخصوص الفن |
Onlar aktivist yatırımcılar: Carl Icahn, Dan Loeb, Paul Singer, Barry Rosenstein. | TED | إنهم مستثمرون نشطاء: كارل إكان، دان لوب بول سينغر، باري روزينستاين. |
Geçen sene, aktivistler Filipinlerde bir saha deneyini işgal edip tahrip etti. | TED | في السنة الماضية، دمر نشطاء حقل مزوع بطريقة التجربة في الفيليبين |
Neyse ki, insan hakları aktivistleri tarafından durduruldular. | TED | لحسن الحظ، أوقفوا من قبل نشطاء حقوق إنسان. |
Anti terörist ajanları geceleri mücahit olmazlar. | Open Subtitles | نشطاء مكافحة الإرهاب لا يصبحون مجاهدين في الليل |
Biz onların Hayvan Hakları savunucuları olduklarını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أنّهم كانوا نشطاء .في لدفاع عن حقوق الحيوانات |
Bunun nedeni ise Gale ve Harraway'in kar amacı gütmeyen bir organizasyon olan DeathWatch eylemcisi olmaları. | Open Subtitles | كانوا نشطاء في منظمة إلغاء الإعدام |
OtoMeydan AKTİVİSTİ Meydan aktivistleri burada duran kişilerdi. | Open Subtitles | كان الأشخاص الذين وقفوا هنا هم نشطاء الميدان |
Bu dilekçeye imza toplayabiliriz Doğu'da ki tutuklu barış eylemcilerini serbest bırakmaları için. | Open Subtitles | يمكننا أيضاً أن نرفع عريضة لهم ليحرروا كافة نشطاء السلام المسجونين في الشرق |
Ve sonuç olarak hepimiz birer eylemciyiz ve hepimizin teftişten korkmak için bir nedeni var. | TED | وهكذا، فجميعنا نشطاء الآن وجميعنا نملك ما نخشاه بخصوص المراقبة. |
Milyonlarca Amerikalı bir gecede aktivist hâline dönüştü ve çok kısa bir zamanda, rekor sayıda insan sokaklara döküldü. | TED | أصبح الملايين من الأمريكيين نشطاء بين عشية وضحاها، يتدفقون إلى الشوارع بأرقام قياسية في زمن قياسي. |
Eminim ki çalışanlarınız ara sıra antikapitalist düşünceyi savunan bir aktivist gruba üye olmanızı sorun ediyorlardır. | Open Subtitles | من المؤكذ أن موظيفك سيتعارضون مع انتماءك لمجموعة نشطاء يناصرون أحياناً برنامجاً مناهضاً للرأسمالية |
Bu bizim için egolarımızı ve yazarlık anlayışımızı arka koltuğa koymak ve esas aktivist olma sebebimize odaklanıp, tüm paydaşların gündemiyle bunu kaynaştırmayı deneyerek projenin esas amacına odaklanmayı sağlamak anlamına geliyordu: Bu, nehri ortaya çıkarma, suyunu arıtma, ve kamusal alanların herkes için olduğunu kanıtlamaktı. | TED | كان هو أن نأخذ غرورنا بتصاميمنا وحسّنا الإبداعي ورميه جانبا والتركيز أساسا على كوننا نشطاء وعلى محاولة توحيد جميع الأجندات لأصحاب المصلحة والتركيز على الأهداف الرئيسية للمشروع: أي كشف النهر ومعالجة مياهه، وتوفير الساحات العامة للجميع. |
Önceki başkan yardımcımızın dediği gibi, aktivistler olmalıyız. | TED | وكما قال نائب الرئيس السابق، علينا أن نصبح نشطاء. |
Yakın zamanda, Sınır Tanımayan Gazeteciler'in Türk temsilcisi Erol Önderoğlu, terörist propaganda yapmaktan gözaltına alındı ve cezalandırıldı, çünkü o ve diğer bazı aktivistler Kürt medyasını destekliyorlardı. | TED | وفي الآونة الأخيرة , المندوب التركي لمراسلون بلا حدود ايرول اوندار اوغلو قد اُعتُقَلَ ووجهت إليه تهمة نشر الأجندة الدعائية الإرهابية لأنه وبعض من نشطاء اخرين كانوا يدعمون الإعلام الكُردي. |
Uçağımı kaçırmıştım ben de bir arabaya bindim arabada çevre dostu aktivistler vardı. | Open Subtitles | فوّتُ رحلتي، لذا ركبت في شاحنة صغيرة... مع أصدقاء بيئة نشطاء... |
Panik haldeki iklim aktivistleri hükumetin harekete geçmesini talep ediyor, yasa veya karbon vergileri ile. | TED | تنبيهات نشطاء المناخ تطلب من الحكومات أن يقوموا بالتصرف، إما بالضوابط التنظيمية أو ضرائب الكربون. |
İklim aktivistleri önceden ampulleri değiştirmekten bahsederken, artık tüm enerjimizin Güneş, rüzgar ve dalgalardan gelmesini ve bunun hızlıca gerçekleştirilmesini şiddetle talep ediyorlar. | TED | فبينما اعتاد نشطاء المناخ التحدث عن تغيير وحدات الإضاءة، الآن أصبحنا ندفع نحو تغيير 100 بالمائة من طاقتنا لتأتي من الشمس والرياح والأمواج، وليحدث ذلك سريعًا. |
Dünya çapında yerleştirilmiş gizli CIA ajanları. | Open Subtitles | نشطاء سريين للمخابرات متمركزين حول العالم |
Samaritan ajanları çoktan mekana girmiş olabilirler. | Open Subtitles | نشطاء (السامري) قد يكونون بالفعل في المبنى |
Hayvan hakları savunucuları dokuz yıldır bu tasarıyı savunuyor ve ülke genelinde büyük protesto gösterileri düzenlediler. | Open Subtitles | و نشطاء حقوق الحيوان دفعوا لمشروع القانون لمدة تسع سنوات وشاركوا مظاهرات حاشدة في في جميع أنحاء البلاد |
Hayvan hakları savunucuları tasarının yasalaşması için dokuz yıldır mücadele ediyorlardı... | Open Subtitles | "نشطاء حقوق الحيوان قاموا" "بدفع الحكومة للقيام بهذا المشروع طوال تسع سنوات" |
- Sendika eylemcisi olabilirler. | Open Subtitles | -لن يصبحوا اشتراكيين -يمكنهم أن يصبحوا نشطاء في النقابات |
OtoMeydan aktivistleriyse araba sahipleriydi. | Open Subtitles | بينما كان أصحاب السيارات هم نشطاء خارج الميدان |
kendisine çevresel halk eylemcilerini yeni pazarlama stratejisine nasıl dahil edeceğini sordum. | TED | سألته كيف سيتم تضمين نشطاء العدل البيئي في إستراتيجيته التسويقية الجديدة |
Artık hepimiz birer eylemciyiz, yani hepimizin teftiş hakkında endişelenmek için bir nedeni var. | TED | جميعنا نشطاء الآن، ذلك يعني أننا نملك ما نخشاه بخصوص المراقبة |