Bu konuda nasıl hissettiğimiz, tam olarak ne kadar yenilikçi olabileceğimizi belirleyecek. | TED | كيف نشعرُ إزاء هذا سيحدد تماماً كيف يمكننا أن نكون مبتكرين. |
Bildiğimiz şeyden çok, hissettiğimiz şeye değer veriyoruz. | TED | حيثُ نثمنُ ما نشعرُ به أكثر مما نعرفه في الواقع. |
Pew şirketi tarafından yapılan araştırmaya göre karşı taraf için hissettiğimiz şey sadece onlardan hoşlanmamamız değil; onlardan şiddetle hoşlanmamamız ve onları ulusumuza bir tehdit olarak görmemiz. | TED | تظهرُ دراسة بحثية من قبل "مركز بيو للأبحاث" بأن الدرجة التي نشعرُ فيها أن الطرف الآخر ليس فقط -- ليس أننا نبغضهم فقط؛ ولكننا نبغضهم بشدة. ونعتقدُ بأنهم يشكلون تهديدًا إلى الامة. |
Üstünde bulunduğumuz dünyanın ahlak ve insan doğası üzerine derin sorularla doldurulmuş bir olduğunu hissediyoruz. | TED | نشعرُ حقًا بأن الأرض التي نحن فوقها هي أرض مكتظة بالأسئلة العميقة حول الطبيعة البشرية والأخلاقية. |
Ancak sizinle yüz yüze görüştükten sonra bu işte emin ellerdeyiz gibi hissediyoruz. | Open Subtitles | ولكنْ بعد مقابلتكما وجهاً لوجه أصبحنا نشعرُ أننا بين أيدِ أمينة |
Temizlik hakkında konuşurken biraz rahatsız hissediyoruz, bu yüzden ben çok kurcalayınca "Kaka Prensesi" oluyorum. | TED | نشعرُ نوعًا ما بالحرج عند الحديث حول الصرف الصحي ولهذا السبب أطلقُ عليّ لقب "أميرة البراز" كثيرًا. |
Adaletsizliği algıladığımızdaysa acı hissediyoruz, | TED | لكن عندما ندركُ الإجحاف، نشعرُ بالألم، |
Uzun zamandır ilk defa kendimizi güvende hissediyoruz. | Open Subtitles | لأول مرة منذُ وقت طويل، نشعرُ بالأمان. |
Acı hissediyoruz ve çekip gidiyoruz. | TED | نشعرُ بالألم، ونبتعدُ. |
[Sniffs] Hepimiz sizin için hissediyoruz, Rip. | Open Subtitles | (إننا نشعرُ بما تمرّ به يا (ريب. |