Bu gördüğümüz Hindistanlı bir anne, ve o, yeni keşfedilen bir dil olan Koroca konuşuyor. | TED | وما نشهده هنا صورة لأم في الهند, وهي تتحدث لغة الكورو, وهي عبارة عن لغة مكتشفة حديثاً. |
Ancak şu anda gördüğümüz bu dördüncü toplumsal paylaşım ve değişim sisteminin doğuşu. | TED | لكن ما نشهده الآن هو ظهور هذا النظام الرابع للتقاسم المجتمعي والتبادل. |
Dipteki milyarda gördüğümüz şey ise | TED | ذلك ما نشهده عبر المليار السفلى في هذه اللحظة. |
Daha önce görmediğimiz düzeyde eşitsiz bir zenginlik ve işsizliğe tanık olurduk gibi görünüyor. | TED | يبدو أننا سنشهد على الأرجح مستوى من تفاوت الثروات والبطالة الذي لم نشهده أبداً من قبل |
Ama yine de bu salonda hepimizin birlikte deneyimlediğimiz başka bir şey daha var. | TED | ولكن هنالك شيئ أخر نشهده الان في هذه القاعة |
Örneğin; farklı iklim modelleri şimdiye kadar gördüğümüz ısınmayı büyük oranda yakalayabiliyor. | TED | مثلا: نماذج مناخية مختلفة قادرة لحد كبير على محاكاة الإحترار الذي نشهده إلى الآن. |
Şu an tüketicilerde gördüğümüz şey, bizi bu krizden çıkmaya yönelten dirayettir. | TED | ما نشهده مع المستهلكين الآن هو المقدرة على قيادتنا قدماً خارج الركود الاقتصادي |
...Ve aslında bunu ifade etme ve algılama yolumuz bilimsel toplulukta gördüğümüz tartışılmasına dahi sansür.. | Open Subtitles | وفي الحقيقة، الأسلوب الذي تصوغ به هذا وانغلاقك الذهني الشديد.. هو حقا مثال جيد جداً على أسلوب الرقابة الذي نشهده.. |
Amira başka bir ülkeye doğru riskli bir yolculukla, ailesinin hayatını tehlikeye atarak, onlar için bir umut arayabilir. Avrupa'da bugün gördüğümüz bu. | TED | حيث يمكن لأميرة التماس بعض الأمل لعائلتها بالمخاطرة بحياتهم في رحلة محفوفة بالمخاطر إلى دولة أخرى، وهذا ما نشهده في أوروبا اليوم. |
gördüğümüz davranış karmaşık. | Open Subtitles | السلوك الذي نشهده هو سلوك معقد |
Böylece, burada gördüğümüz dördüncü bir işlemsel çerçevenin doğuşudur. Eskiden şeyleri arasında bölebileceğiniz iki ana boyut vardı. Serbest piyasa temelli veya serbest piyasa temelli olmayanlar; Merkezileştirilebilir veya dağıtılabilirlerdi. | TED | إذاً فان ما نشهده في الأساس هو ظهور الإطار الرابع للمعاملات. كان من المعتاد أن هناك بُعدين أساسيين يمكنك بناء عليهما تقسيم الأشياء. قد تكون على أساس السوق، أو غير سوقية. قد تكون لا مركزية، أو مركزية. |
Okyanuslarda gördüğümüz değişimin büyüklüğü ve besin zincirinde meydana getireceği değişiklikler son derece çarpıcı ve hayatta olduğumuz süre zarfında olacak. | Open Subtitles | معدل التغيير الذي نشهده في المحيط والتغيير أنها ستعمل خلق في السلسلة الغذائية لدينا... انها ستعمل على أن تكون مثيرة، وانها ستعمل يكون في حياتنا. |
gördüğümüz şey, Auschwitz'de gördüğümüzden kat be kat daha büyük ölçekte bir manyetik fenomen. | Open Subtitles | ما نشهده الآن، لهي ظاهرة مغناطيسية كبرى على نطاق أوسع مما شهدنا بـ(أوشفيتز) |
Ama bizim gördüğümüz bu değil. | Open Subtitles | ذلك ليس ما نشهده |
Görünüşe göre Kadimler hiç görmediğimiz yüksek enerji fizikleriyle deneyler yapıyorlarmış. | Open Subtitles | ... فى فيزياء الطاقة العلية على مستوى لم نشهده من قبل. |
Bu daha önce görmediğimiz bir şey. | Open Subtitles | سيكون ذلك شيئاً لم نشهده من قبل |
Geçen seneki TED'de, Big Viz projesi kapsamında deneyimlediğimiz konferansın karşı konulmaz karmaşıklığı ve zenginliği açığa çıkarmayı hedefledik. | TED | السنة الماضية في TED عمدنا لمحاولة توضيح التعقيد الساحق والثراء الذي نشهده في هذا المؤتمر في مشروع يسمى المعنى الكبير |