Ama bunu biz kendimiz yapıyoruz. Mürver şarabı. | Open Subtitles | . حسناً ، نحن نصنعه بنفسنا . إنه نبيذ البلسان |
Kendimiz yapıyoruz. | Open Subtitles | ،انه مشروباً نصنعه من خلط أقوى مشروبين بالكحول |
Bence sorunu ortaya çıkaran değer hakkında yaptığımız düşüncesizce bir varsayım. | TED | أعتقد أن اللغز يظهر بسبب الافتراض المتسرع الذي نصنعه عن القيمة. |
Bir değeri olan tek tarih bugün bizim yaptığımız tarihtir. | Open Subtitles | التاريخ الوحيد الذي يستحق اللعن هو التاريخ الذي نصنعه اليوم |
İnsanların ve ailelerin gururu, yarattığımız her şeyi kontrol edebileceğimiz sanmamızı sağlar. | Open Subtitles | غرور الانسان ووالديه أيضــا, يجعلنا نعتقد اننا بإمكاننا التحكم بكل ما نصنعه, |
Onu meydana getiriyoruz. | Open Subtitles | نصنعه |
Gözünüzün önünde, masada yapıyoruz. | Open Subtitles | نصنعه هنا على الطاولة |
Ne yapıyoruz? | Open Subtitles | ما الذي نصنعه هنا؟ |
- Evet, onlardan yapıyoruz. | Open Subtitles | -نعم , نحن نصنعه |
Belki de salt bir form, tamamen kubbe olduğunu hayal edebileceğiniz, tek bir çıkıntı biçimi ve yaptığımız her şey, yumurtaya çok benziyordu. | TED | ربما شكل نقي، مجرد شكل للانبثاق قد تستطيع تخيله يمكن أن يكون كله قبة. وكل ما كنا نصنعه يشبه إلى حد كبير شكل بيضة |
Jeffrey, yaptığımız işlerden sıkılmaya başladı... gösteri yapmak, el ilanı dağıtmak, mektup yazmak falan. | Open Subtitles | لقد بدأ جيفرى بنفس العمل الذى نصنعه الترابط ، والانتشار و كتابة المنشورات |
Jeffrey, yaptığımız işlerden sıkılmaya başladı-- gösteri yapmak, el ilanı dağıtmak, mektup yazmak falan. | Open Subtitles | اخبرنى المزيد عن جيفرى لقد بدأ جيفرى بنفس العمل الذى نصنعه |
Yani, yaptığımız yeteri kadar güçlü olmayabilir. | Open Subtitles | أعني ، قد يكون ما نصنعه ليس قوياً بما يكفي |
Şirketin kitabından haberi olamasına dikkat et Evet, kontratlarımız yarattığımız herşeyin otomatik olarak Veridian'a ait olduğunu belirtir. | Open Subtitles | كوني حريصة ألا تعلم الشركة شيئاً عن كتابك عقود التوظيف تقول أن أي شيء نصنعه ينسب تلقائياً إلى الشركة |
İnanıyorum ki gelecek yarattığımız şeydir. | TED | أنا أؤمن بأن المستقبل هو ما نصنعه. |
Böylece gelecek, bugün bizim birlikte yarattığımız şeyden üzerine bahis oynadığımız, bir tür kazanan hepsini alır rekabetine dönüştü. | TED | وهكذا تحول المستقبل من هذا الشيء الذي نصنعه معاً في الحاضر إلى شيء نراهن عليه في نوع ما من المنافسة محصلته صفر والرابح فيه يأخذ كل شيء. |
Onu meydana getiriyoruz. | Open Subtitles | نصنعه |