evrim kuramı, bize doruktaki cesareti sunar: Algılamanın, gerçeği görmekle ilgili değil de, çocuk sahibi olmakla olduğunu anlama cesareti. | TED | وستقدم لنا نظرية التطور التحدي الأكبر و هو التمييز بأن الإدراك ليس حول رؤية الحقيقة ولكن حول حصولنا على الأولاد |
Bir çoğunuzun bileceği gibi evrim, başlıca iki temel mekanizma ile çalışır. | TED | العديد منكم يعلم بأن، نظرية التطور تعمل بآليتين أساسيتين، |
Darwin'in evrim Teorsi de gerçekte çok temel bir teori. | TED | و نظرية التطور لداروين هي فعلا النظرية الأساسية. |
Bu yüzden evrimin numarası, bu manzaraları güzel yaparak, onların sizi kendisine çekmesini sağlamak ve sizin sadece onlara bakıp keyif almanızdır. | TED | إذاً براعة نظرية التطور هي في جعل هذه المناظر جميلة بحيت تتمتع بمغناطيسية تمنحك السعادة بمجرد النظر إليها. |
Bence evrimin temelde dinin karşısında olduğu konusunda haklılar. | TED | أعتقد بأنهم محقون بأن نظرية التطور في أساسها تعادي الدين. |
ahlaklı olmak ve hayatınıza anlam kazandırmak için, bir "akıllı tasarımcı" olmanız ve evrimi reddetmeniz gerektiğini söylemesi. | TED | إذا كنت أمرؤ ذو خليقة، إذا أردت أن يكون لحياتك مغزى، وجب عليك الايمان بنظرية الحياة المخلقة.. وكان لازما عليك إنكار نظرية التطور عن طريق الانتقاء الطبيعي. |
evrim bize bunu söylüyor. Ve bu doğru. | TED | هذا ما تخبرنا به نظرية التطور. و هذا صحيح, إنه حقاً لا يُصدق. |
evrim bir elek gibi davranır. Kötü değişiklikleri eler. | TED | نظرية التطور تعمل كمرشح للطفرات السيئة. |
Çoğu kimyager evrim teorisi üzerine uzman değildir. | TED | معظمم الكيميائيين ليسوا خبراء في نظرية التطور |
evrim kuramı, bize böyle düşünmenin algılarımızın yanlış yorumlaması olduğunu söylüyor. | TED | ولكن نظرية التطور تقول بأن هذا تفسير خاطئ لتصوراتنا. |
Bu daha eski, günümüzde şüpheli, bir evrim teorisiydi. | TED | هذه كانت نسخة أولية، تم دحضها، من نظرية التطور. |
17 yaşındayken yaratılışçı biri olarak üniversitede evrim okumaya karar verdim ki onu yok edebileyim. | TED | حين كنت في الـ17، وكإحدى المؤمنات بنظريةِ الخَلْقِ، قررت الذّهابَ للجامعة لأدرس نظرية التطور لأتمكن من نفيها. |
evrim, tehlikeli bir konu. Sürümüzü taşınabilir hâle getirmeliyiz. | Open Subtitles | نظرية التطور هي من النوع الذي نحتاجه لتعزيز كنيستنا |
evrim karşıtlarının savundukları görüş: | Open Subtitles | يؤكد معادي نظرية التطور أن العين لا يمكن ان تعمل |
Ve hâlâ evrim teorisini sorgulayan birilerinin olduğunu şu an duyanlara. | Open Subtitles | كما أن هناك متخلفين الذين يشككون في نظرية التطور |
evrimin karmaşık sistemleri inceltip zenginleştirdiği fikri son zaman biliminin en ilgi çekici fikirlerinden birisidir. | Open Subtitles | الطريقة التى تتعامل معها نظرية التطور مع الأنظمة المعقدة والمركبة واحدة من أكثر النظريات غرابة فى العلم الحديث |
evrimin mantığına bile uymuyor. | Open Subtitles | ان الأمر ليس منطقيا حتى من ناحية نظرية التطور |
evrimin bir diğer prensibi ise seksüel seçilimdir ve bu çok farklı işler. | TED | و المبدأ الأساسي الثاني في "نظرية التطور" هو الانتقاء أو الاصطفاء الجنسي، وهو يعمل بشكل مختلف تماماً. |
Bak, başlamadan önce, şunu bil ben evrimi reddetmiyorum. | Open Subtitles | قبل أن تبدأ أنا لا أنكر نظرية التطور. |
Daha doğrusu, bilgisayarlar evrim ilkelerini kendi programlarını şekil ve rafine etmede kullanabilirler, aynı şekilde doğal dünya da canlı organizmaları şekillendirmek ve rafine etmek için evrimi kullanır. | Open Subtitles | للتوضيح أكثر .. يمكن للحاسبات أن تستخدم مبادئ نظرية التطور لتشكيل وعمـل برامجها الخاصة بنفس الطريقة التى تعمل بها الطبيعة |
Aldığın ödevin konusu evrimmiş. | Open Subtitles | بأن الورقه التي اشتريت كان موضوعها عن (نظرية التطور) |