Sonra aşağıya doğru baktı ve ağzından bunlar çıktı. "Islandım!" | Open Subtitles | نظر إلى الأسفل وأصبح مثل .. اوه .. بنطالي رطب |
Howard ürün çeşitlerine baktı ve şöyle dedi: elinizde ölü bir domates toplumu var. | TED | هاورد نظر إلى خط إنتاجهم وقال, لقد ماتت صناعة الطماطم لديكم. |
Onun yerine, veriye baktı ve şöyle dedi, bakalım bütün bu farklı veri noktalarını kümeler halinde toplayabilecek miyiz? | TED | بدلا من ذلك, نظر إلى البيانات وقال, دعونا نرى إذا في إمكاننا تجميع هذه البيانات في حزم. |
Bu kavurucu hiçliğin olduğu yere bakıp bayrağını diken göt heriften bahsediyorum. | Open Subtitles | من هو الأحمق الذي نظر إلى بقعة ساخنة جرداء وقرر أن يستوطنها؟ |
O da bakmış ama zamanına değmeyeceğini düşünmüş. | Open Subtitles | لكن عندما نظر إلى ما لديهم قرر أن ذلك لا يستحق إضاعة وقته |
Ama ona sormadan önce saatine bakmıştı. | Open Subtitles | لكنه نظر إلى ساعته الخاصة مباشرة قبل سأل السيدة بورتر. |
Fakat Wigler, kanser hücrelerine bakmasının yanında, normal hücrelere de baktı ve bir çeşit hoş gözlemde bulundu. | TED | لكن وغلر، بالإضافة إلى النظر في الخلايا السرطانية، نظر إلى الخلايا الطبيعية، وقام بطرح ملاحظة مفاجئة نوعاً ما. |
Ben de aptal gibi imzaladım. Sonra kağıda baktı ve gülümsedi gibi. | Open Subtitles | لذا.مثل المغعل.قمت بالتوقيع عليها.ثم عندها نظر إلى الورقة و إبتسم نوعاً |
Üstümüzden uçarken gülümsedi ve şöyle bir gemiye baktı. | Open Subtitles | و أثناء طيرانه نظر إلى و أبتسم ثم نظر للسفينه |
Bana baktı ve bana doğru geldi. O sırada, zaman kavramını yitirmişim. | Open Subtitles | نظر إلى , ثم خطى بإتجاهى عندها فقدت الإحساس بالوقت |
"Ateş çizelgeme baktı ve alaycı bir tavırla gülerek şöyle dedi:..." | Open Subtitles | نظر إلى مخطط الحُمّة الخاص بى وضحك بسخرية |
insanlar bana deliymişim gibi baktı. | Open Subtitles | صباح الخير نظر إلى الناس كما لو كنت مجنون |
Gökyüzünün kuşlarını ve yeryüzünün yaratıklarını yarattı, ve yarattığı şeye baktı ve iyi olduğunu gördü. | Open Subtitles | , خلق طيور الهواء و وحوش الأرض و نظر إلى مخلوقاته و رآها جيدة |
Evet, bunu bir kere denedim ve bana tamamen çıldırmışım gözüyle baktı. | Open Subtitles | نعم، لقد حاولت مرة، ولقد نظر إلى كأننى جننت تماماً |
Yardımcı olabilir miyim diye sorduğumda sadece baktı ve gülümsemeye devam etti. | Open Subtitles | سألته إذا كان هناك أي شيء يمكنني فعله لمساعدته و لقد نظر إلى فقط وأبتسم. |
Yüzyıllar boyunca buraya çürümeye atılan herkes yukarıdaki küçük ışığa bakıp özgürlüğe tırmanmanın hayalini kurdu. | Open Subtitles | كل شخص كان هنا عبر القرون، نظر إلى الضوء وتخيل نفسه يتسلق إلى الحرية |
Çünkü yemin eden iki görgü tanığı Madoff'un 10 saniye havada kaldığını sonra yere bakıp çakıldığını söyledi. | Open Subtitles | لأنني لدي شاهدين يقسمان أن هذا الرجل طفى في الهواء لعشر ثوانٍ ثم نظر إلى الأسفل وسقط |
Ne yazık ki artık aramızda değil. Hem de bu resme bakıp sadece dolar işareti gören biri yüzünden. | Open Subtitles | والآن لم يعد معنا لأن أحد نظر إلى تلك اللوحة ولم يرَ سوى المال. |
Gökyüzüne doğru bakmış ve demiş ki, "Afedersin, sen benim araba sürdüğümü görmüyor musun?" | TED | لقد نظر إلى السماء، وقال، " من فضلك، هل يمكنك أن لا ترى أنني أقود؟" |
Camdan dışarı bakmış ve kendi kendine... | Open Subtitles | ثم نظر إلى خارج النافذة وقال لنفسه : |
Ve bir gözünü oymuşlardı çünkü beyaz bir kadına bakmıştı. | Open Subtitles | وأخرجوا أحد عيونه لأنه نظر إلى سيدة بيضاء |
Ve bir mal benimle taşak geçiyordu, üzerime geliyordu, yarak yarak konuşuyordu, bırakmıyordu bi türlü. | Open Subtitles | وشخص ريفى اخرق فتح فمه وتطاول على. نظر إلى وجهى , تحدث بالهراء , لم يدع الأمر يفوت |