Çok kıymetli bir cevherin üstünde yaşıyoruz ve yaşarken bu gezegenden ayrılacağız. | TED | نحن نعيش على جوهرة ثمينة وفي خلال حياتنا سننتقل من هذا الكوكب. |
Biz normal insanlarız, Dünya'da yaşıyoruz ve babam bugün öldürüldü. | Open Subtitles | نحن اناس طبيعيين، نعيش على كوكب الأرض. وأبي قُتل اليوم. |
Bu herkesin yapılacaklar listesinde olması gereken bir şey, çünkü bir okyanus gezegeninde yaşıyoruz. | TED | انه امرٌ يجب على الجميع القيام به لاننا نعيش على كوكب |
Şey, burası pek de... Burada pek iş yok. İşsizlik sigortasıyla geçiniyoruz. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير من العمل هنا نحن نعيش على الصدقات الخيرية |
Yılda iki kâse balla geçiniyoruz. Onlar da balımızı alıp boş yere dudak kremine koyuyorlar! | Open Subtitles | نحن نعيش على كوبين في السنة، وهم يضعونه كبلسم للشفاه بدون أي سبب على الإطلاق |
Anlamış olabileceğin gibi, biz bu küçük adada yaşamıyoruz. | Open Subtitles | كما علمت نحن لا نعيش على هذه الجزيرة الصغيرة |
Ve bunun sebebi ise hızla kentleşen bir gezengende yaşıyoruz. | TED | وسبب ذلك منطقي .. وهو اننا نعيش على كوكب يتمدن بصورة سريعة جداً |
Oldukça ikonik bir kulesini kasırgada kaybetmiş tarihi bir kilisenin karşısındaki sokakta yaşıyoruz. | TED | نحن نعيش على الجهة المقابلة من كنيسة تاريخية والتي فقدت برجها الشهير في العاصفة. |
Biz içinde bir çok aktivitenin olduğu bir gezegende sadece inanç ve tahmin ile ilişkilendirdiğimiz bir çevrede yaşıyoruz. | TED | نحن نعيش على كوكب فيه الكثير من الأنشطة، بالرجوع الى بيئة حياتنا، وذلك عن طريق الإيمان والتخمين وحدهما. |
Önceleri bu tip grafikler görmüştük. Aslında gerçekten de üzeri biraz ıslak olan sert bir bilyenin üzerinde yaşıyoruz. | TED | لقد رأينا مثل هذه الصور التوضيحية من قبل نحن نعيش على ارضية رخام صلبة وفيها القليل من الماء |
Şimdi bir düşünün... Tam okyanusun kıyısında yaşıyoruz. Ama aynı zamanda, bir çölün de kıyısında yaşıyoruz! | Open Subtitles | نعيش إلى جوار المحيط، ولكنّنا نعيش على حافة الصحراء كذلك. |
Ama biz petrole bağımlı bir gezegende yaşıyoruz. | Open Subtitles | لَكنَّنا نعيش على كوكب يُدمَنُ على النفطِ. |
Zehirli yemeklerin olduğu ve bedensel aktivitelerin olmadığı bir çevrede yaşıyoruz. | Open Subtitles | أعتقد أننا نعيش على طعام مسموم وبيئة غير صحيحة فيزيائياً فهذه البيئة التي نعيش فيها |
İnce bir soğuk kaya tabakasının üzerinde yaşıyoruz. | Open Subtitles | ما أعنيه أننا نعيش على طبقة رقيقة من الصخر البارد، |
Uzun bir süredir, 27 milyon yıldır bu şekilde yaşıyoruz. | Open Subtitles | كنا نعيش على طريقة النحل لمدة طويلة، منذ 27 مليون سنة |
Üzgünüm, beyler, ama burada turizmle geçiniyoruz... ve turistler yolculuklarında eğlenirlerken, yarı ölü mültecileri görmekten hoşlanmıyorlar. | Open Subtitles | عذراً، يا رجال ولكننا نعيش على السياحة أيضاً والسياح لا يحبون رؤية هؤلاء المهاجرين النصف ميتين |
Bir beden öğretmeninin maaşıyla geçiniyoruz ve nasıl olduysa beni yukarı kattaki evi almamız için ikna etmene izin verdim. | Open Subtitles | نحن نعيش على راتب مدرس رياضة و بدون لا اعلم وافقت على شراء الشقة التي بالاعلى |
Bin bir güçlükle kazandığımız balı almaya ne hakları var? Yılda iki kâse balla geçiniyoruz. Onlar da balımızı alıp boş yere dudak kremine koyuyorlar! | Open Subtitles | نعيش على كوبين في السنة |
Babanın bıraktığıyla geçiniyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش على تركه والدك لنا |
Bert ve ben dünyanın tepesinde yaşamıyoruz. | Open Subtitles | مدى الشفق هو ستة أشهر طويلة ؟ إن " بيرت " و أنا لا نعيش على قمة العالم |
Hayır, heyecan yaşamıyoruz. Kayboluyoruz! | Open Subtitles | نحن نعيش على المحك, سنفقد الطريق. |