"نفترض" - Traduction Arabe en Turc

    • farz
        
    • varsaymalıyız
        
    • varsayabiliriz
        
    • varsayıyoruz
        
    • Diyelim
        
    • düşünüyoruz
        
    • kabul
        
    • varsayalım
        
    • düşünmeliyiz
        
    • varsaymak
        
    • tahmin
        
    • sanıyoruz
        
    • varsayacağız
        
    • farzetmeliyiz
        
    • düşünmek
        
    Sevdiğimiz birilerinin, söylediklerinin veya davranışlarının aksine acı çekebiliyor olduklarını daima farz etmeliyiz. TED يجب علينا أن نفترض دائمًا بأن شخصًا ما نحبه ربما قد يعاني، بغض النظر عما يقولون أو كيف يتصرفون.
    Çok kısa bir sohbet bile etmemiz, bizim için çok tehlikeli. İzlendiğimizi varsaymalıyız. Open Subtitles إنّه أمر خطير بالنسبة لنا أن ندردش قليلاً علينا أن نفترض أننا مراقبان
    O yüzden şirketi acil olmayan bir hizmet için kullandığını varsayabiliriz. Open Subtitles حسنا ، لذلك يمكننا ان نفترض انه استأجرهم للحالات الغير طارئة
    Ve herhangi bir kaza yada suç olduğuna dair kanıt bulunana kadar, onun iyi olduğunu varsayıyoruz, ve aranmamasını istyebilirsiniz. Open Subtitles و ان لم يكن هناك دليل عن حادث او جريمة نحن نفترض انه بخير و ربما يرغب بان يبقى مفقودا
    Diyelim ki tanıdığım ve bana yakın biri, gerçekten korkunç bir şey yaptı. Open Subtitles نفترض أن أحد الأشخاص وكنت أعرف، شخص قريب لي، فعل شيء فظيع حقا،
    Şimdilik, bunun ardında birkaç farklı sebebin olduğunu düşünüyoruz. TED وفي الوقت الراهن، نفترض أن عوامل كثيرة هي السبب.
    Bir boş kümenin tekil kompleks dizisinin sıfıra eşit olduğunu kabul ediyoruz. Open Subtitles نستطيع أن نفترض أن السلسة المفردة تتكون من مجموعة خالية تساوي صفر.
    Ve bu virüsü taşıyan bir sivrisinek tarafından ısırıldığınızı varsayalım. TED ودعنا نفترض أنك تعرضت للعض من قبل بعوضة حاملة للفيروس.
    Sadece gittiğini farz ediyoruz. Bir izin ver bize. Open Subtitles سنفترض فقط أنك ذهبت خلف البقرة ، دعونا نفترض هذا فقط.
    - farz et ki boş günündesin. - Şeker. Open Subtitles ـ حسناً أيتها الطبيبة, دعنا نفترض ان لديكِ يوم اجازة ـ سُكر
    Çalışma odasının kapısının açık olduğunu farz edelim. Open Subtitles والآن دعونا نفترض ان باب المكتب كان مفتوحا
    Ya bu üç mevkiye doğru gittiklerini ya da zaten ulaşmış olduklarını varsaymalıyız. Open Subtitles يجب أن نفترض إمّا أنّها في طريقها أو أنّها وصلتْ إلى المواقع الثلاثة
    Tüm evlerini, banka hesaplarını ve şirketlerini su yüzüne çıkarmak istediklerini varsaymalıyız. Open Subtitles يجب علينا أن نفترض بأنهم سيكشفون كل أماكن منازلك وحساباتك المصرفية، وشركاتك
    Tamam, bir hata yaptığımı varsayabiliriz. Open Subtitles حسناً.دعينا نفترض أن الإهانة جاءت من صنع يدي
    Birileri bizimle fikir anlaşmazlığı yaşadığında ilk olarak onların cahil olduğunu varsayıyoruz. TED الاولى انه عندما يعارض احدٌ ما شيئاً قمنا به فنحن نفترض بداية .. انهم جاهلون
    Diyelim ki ben çok başarılı oldum. ve ertesi gün size ne kadar başarılı olduğumu söylemek istedim. TED دعونا نفترض أنني في ازدهار، ثم أردت إخباركم في الغد كيف أبليت حسنا.
    Anubis'in taşıyıcı olarak kullandığı bedenlere bir bedel ödettiğini düşünüyoruz. Open Subtitles نحن نفترض أن أعراض كيان أنوبيس قد تؤدي بوقوع الخسائر على الناقل
    İçgüdümüzü dinleyerek mahkumun hikayesinin yanlış olduğunu kabul edelim. Open Subtitles ، دعنا نفترض ، كما يملي الحس السليم ، أن قصة الأسير زائفة
    Ama amacımızın piramidin tabanına yeni ekonomik faaliyet getirmek olduğunu varsayalım. TED لكن دعونا نفترض أن هدفنا هو أن نأتي بنشاط اقتصادي جديد لقاعدة الهرم.
    Hükümetinizin sözünü tutmadığını mı düşünmeliyiz? Open Subtitles هل نفترض من ذلك ان حكومتكم لاتحترم كلمتها ؟
    Bunu biz bile biliyorsak başkalarının da bildiğini varsaymak yanlış olmaz. Open Subtitles لو لدينا هذة المعلومات, أنه من الأسلم أن نفترض أن الآخرينيعلموا،أيضا.
    tahmin ediyoruz ki gözden geçirilmesi gereken... binlerce evrak olacak. Open Subtitles نفترض أن هناك الآلاف من الملفات للنظر فيها، لذا سننسخ
    Adamınızın bu tezgahın bir parçası olduğunu sanıyoruz. Open Subtitles حسنًا، ارجوك، لا تتردد في التحقق من النتائج التي توصلنا إليها مع شعبك. نحن نفترض أن رجلكم كان جزء من مؤامرة.
    O şahıs neler bildiğini bize anlatmazsa, kadının ölümünün siyasi olduğunu, ve bir Polonya direnişi üyesince öldürüldüğünü, suç ortağı olduğunuzu varsayacağız. Open Subtitles لو لم يخبرنا هذا الشخص بكل ما يعرفه فسوف نفترض أن وفاتها سياسية و أنها قد قتلت بواسطة شخص له خلفية بولندية
    Yükleyiciyi, bu santrallerin kontrolünü ele geçirmek için kullanacaklarını farzetmeliyiz. Open Subtitles لابد أن نفترض أنهم استخدموا هذا الصاعق للسيطرة على هذه المفاعلات
    Hemen bir sonuca varmak istemiyorum Saif ama o bombanın senin için konduğunu düşünmek zorundayız. Open Subtitles الغها لا تستبق النتائج هنا لكننا يجب أن نفترض أن تلك القنبلة قد وضعت لك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus