Onu durdurmak adına hiçbir şey yapmadığım için kendimi affedemedim. | Open Subtitles | أعتقد أنني لم أستطع مسامحة نفسي لعدم قيامي بشيء لايقافها يا إلهي |
Onu durdurmak adına hiçbir şey yapmadığım için kendimi affedemedim. | Open Subtitles | أعتقد أنني لم أستطع مسامحة نفسي لعدم قيامي بشيء لايقافها يا إلهي |
Şimdi onu yalnız bıraktığım için kendimi affetmem gerekiyor. | Open Subtitles | الآن أحتاج لمسامحة نفسي لعدم كوني لم أكن بجانبها |
O ceset yığınının içinde uyandığım vakit yoldaşlarımla ölmediğim için kendimden utanç duydum. | Open Subtitles | عندما إستيقظت أولا في تلك الكومة من الجثث كنت خجلان من نفسي لعدم الموت مع رفاقي |
Fakat eğer ben haklı çıkarsam, ona güvenmediğim için kendimden nefret edeceğim. | Open Subtitles | و إن كنت أنا محقاً سأكره نفسي لعدم ثقتي بها |
En başından size kullanabilirsiniz demediğim için kendimden nefret ediyorum. | Open Subtitles | كرهت نفسي لعدم إخباركم بقيادتها من البداية |
Eğer başına birşey gelirse elimden geleni yapmadığım için kendime çok kızarım. | Open Subtitles | إذا حدث أي مكروه لك سأكون حانقا جدا على نفسي لعدم فعلي كل ما أمكنني فعله |
Daha önce araya girmediğim için kendimi suçluyorum. Bunu itiraf edebilirim. | Open Subtitles | أنا ألوم نفسي لعدم تدخلي مبكراً ذلك بأنني سأعترف |
Onu öldürmek üzere yaklaştığımda korkunç bir ısı yaymasından ötürü onu durduramadığım için kendimi suçluyorum. | Open Subtitles | "أنا ألوم نفسي لعدم كوني قادرة على منعه" "عندما عقدت أمري لقتله أنبعثت منه حرارة رهيبة" |
Adam tutuklandığında bir casus olduğunu anlamadığım için kendimi suçladım, bunu anlayabilir misin? | Open Subtitles | أتفهم أنّه عندما إعتُقل (آدم)، لمتُ نفسي لعدم معرفتي أنّه كان جاسوساً... |
Şey, Mike'ı korumadığım için kendimden nefret ediyorum. | Open Subtitles | اكره نفسي لعدم حمايتي لـ (مايك) |
Ama istediğim şeyi yapacak cesaretim olmadığı için kendimden kendimden nefret ederken beni sevdiği için Sharon'dan ve tüm bu çarpık, kısır döngü duygulardan nefret ediyordum. | Open Subtitles | لكني كرهت نفسي لعدم أمتلاكي الجراءة لفعل ما كنت أريده وكرهت (شارون) لحبها إليّ عندما كرهت نفسي، وكل تلك المشاعر الباردة والمزيفة. |
Bunu Paris'e uçarken türbülansa girdiğimizde ağlamadığım için kendime ödül olarak almıştım. | Open Subtitles | حصلتُ على هذا في باريس لأكافأ نفسي لعدم بكائي أثناء الاضطرابات التي حصلت في الطائرة في رحلتنا إلى باريس |
Ama Leonardo'yu korumadığım için kendime verdiğim cezadan daha büyük bir ceza veremezler. | Open Subtitles | لكن لا يمكنهم معاقبتي أكثر مما عاقبت نفسي (لعدم حماية (ليوناردو |