"نفعًا" - Traduction Arabe en Turc

    • yaramıyor
        
    • yaramayacak
        
    • yarar
        
    • yaradı
        
    • yaramadı
        
    • işe
        
    • yaramamış
        
    • yarayacak
        
    • yaramıştı
        
    • yarayacağını
        
    O-2 ve serum işe yaramıyor. Open Subtitles الأكسجين والسائل لا تجدي نفعًا إنه شاحب و متعرق
    Hayır ama melek gücün ciddi anlamda yükselmezse büyü işe yaramayacak demektir. Open Subtitles حسنًا, كلا لكن من دون وجود القوة الكافية لقواك الملائيكية لن تجدي تلك التعويذة نفعًا
    Yüce Tanrım, haklı olsan iyi olur. İşe yarar. Pekala. Open Subtitles {\fnAdobe Arabic}،ربّاه، يفضّل أن تُصيب .يفضّل أن يجدي هذا نفعًا
    Çay harbiden işe yaradı. Open Subtitles هذا الشاي أجدى نفعًا.
    Daha bir çokları alternatiflere dönüyor, çünkü öncesinde yapılan hiçbir şey işe yaramadı, işe yaramadı işte. Open Subtitles هناك الكثير من الإهتمام بالبدائل. ﻷنّ ما تمّ القيام به مُسبقاً لا يُفلح، إنّه لا يجدي نفعًا ببساطة.
    Elbette keklerin hiçbir zaman işe yaramayacağını biliyorsunuzdur Bayan Pope. Open Subtitles تعرفين طبعًا أن الكعك لن يجدي نفعًا يا آنسة بوب
    Peder arkadaşın son 20 yıldır ne yaptıysa bir boka yaramamış. Open Subtitles أيًا ما كان صديقك القس يفعله على مدار الـ 20 عام المنصرمة لم يجدي نفعًا
    Baba, işe yarayacak mı bilmiyorum ama bir fikrim var. Open Subtitles لديّ فكرة، ولكن لا أعلم ما إن كانت ستجدِ نفعًا من عدمه يا أبي. ليسَ بمقدوره فعل شيءٍ يا ناروتو .فلم
    Bilmiyorum ama daha önce işe yaramıştı. Open Subtitles لا علِمَ لديّ. لكن جدى ذلك نفعًا من قبل. أفسحي لي مكانًا.
    Bunun işe yarayacağını düşünüyor musun sahiden dev mıknatıs fikrinin? Open Subtitles أتظن حقًا أن هذا سيجدي نفعًا مغناطيس عملاق؟
    Kelimeler olmadan iletişim kurmaya çalıştım ama işe yaramıyor. Open Subtitles كنت أحاول التواصل بدون كلمات، لكنه لا يجدي نفعًا.
    Kemoterapi artık işe yaramıyor. Open Subtitles حسنًا ،العلاج الكيميائي يجدي نفعًا حتى يتوقف عن ذلك
    Aptal ters psikoloji hiçbir işe yaramıyor. Open Subtitles سيكولوجيا المعاكسة الغبية لن تجدي نفعًا أبدًا.
    Müdür hemen gönderilmeni onayladı. Oyalama taktiklerin işe yaramayacak. Open Subtitles فإن الآمر واقف على نقلك الفوريّ، وتكتيكات التأخير لن تُجدي نفعًا.
    Bu işe yaramayacak. Open Subtitles هذا لن يجدي نفعًا
    - İşe yaramayacak. - Whac-A-Mole oyunu gibi. Open Subtitles هذا لن يجدي نفعًا
    Sekspiyonaj her zaman işe yarar. Open Subtitles الإغراء الجنسي دائمًا ما يُجدي نفعًا
    Burada savaşmak bize bir yarar sağlamaz. Open Subtitles القِتال هنا لن يُجدي نفعًا لأي مِنا
    İşe yaradı. Open Subtitles لقد أجّدى ما فعلته نفعًا
    İşe yaradı da. Open Subtitles وأجدى الأمر نفعًا
    Saçma sapan hayalet hikayen işe yaramadı, tamam mı? Open Subtitles قصتك البلهاء الخاصة بالأشباح لن تجدي نفعًا معي،حسنا؟
    Kaçmayı da, saklanmayı da denedik. İkisi de işe yaramadı. Parlak fikrin ne peki? Open Subtitles جربنا الهرب والاختباء، وكلاهما لن يؤتي نفعًا.
    Bana, zaten şiddete dayalı olmayan eylemi kullandıklarını ve işe yaramadığını söylediler. TED قالوا أنهم حاولوا استخدام النضال السلمي، ولم يجدِ نفعًا.
    Evet işe yaramamış. Open Subtitles لم يجد هذا نفعًا.
    İşe yarayacak mı bilmiyorum ama bir plan düşündüm. Open Subtitles لديّ فكرة، ولكن لا أعلم ما إن كانت ستجدي نفعًا من عدمه يا أبي.
    Angelina'da işe yaramıştı. Open Subtitles إنه أجدى نفعًا لأنجلينا
    Dinle, bunun işe yarayacağını sanmıyorum, tamam mı? Open Subtitles اسمعي, لا أعرف أن هذا يجدي نفعًا, حسنٌ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus