Şimdi eski dünyayla yeni dünyayı karşılaştıralım. | TED | لذا دعونا نقارن العالم القديم مع العالم الجديد. |
Ve şimdi bu durumu dünyada aynı süre içinde silahlı saldırılarda hayatını kaybetmiş insanların sayısıyla karşılaştıralım. | TED | دعونا نقارن ذلك بعدد الناس الذين لقوا حتفهم بصورة مباشرة في الصراعات المسلحة حول العالم في نفس تلك الفترة. |
Ve ayrıca, Bugünün ödevini, geçen ayın ödeviyle karşılaştırabiliriz. | Open Subtitles | وثانياً، نحن يمكننا أن نقارن عمل اليوم بعمل الشهر الماضي |
Üniversitenin sicilini ve öğrenci kredi kayıtlarını müdürlüğün veri tabanındakilerle kıyaslıyoruz. | Open Subtitles | لقد كنا نقارن الطُلاب المُسجلين وسجل القروض الطُلابية مع قاعدة بياناتهم |
O zaman ayrı ayrı gözlemleyip sonuçları karşılaştırırız. Tamam. | Open Subtitles | حسنا كلاً منا يستجوب واحدا منهم, ثم نقارن بينهما |
Her uploadı(gönderme) veritabanımızdaki referans dosyalarla karşılaştırıyoruz. | TED | نحن نقارن كل عملية رفع مع كل الملفات المرجعية في قاعدة بياناتنا. |
Port Huron bölgesindeki Viktorya tarzı evlerle sivil savaş... haritalarını karşılaştırmak mümkün mü? | Open Subtitles | هل من الممكن أن نقارن خرائط الحرب الأهلية مع منازل العصر الفيكتوري التي ما تزال موجودة في منطقة معبر هيورون؟ |
Herhangi bir şey eklediğini veya değiştirdiğini anlamak için çıktılarla karşılaştırmamız gerekecek. | Open Subtitles | لابد أن نقارن هذه بالمسودات لنر إن كان قد أضاف اي شيء |
Kendimizi sıradan insanlarla kıyaslamamalıyız. Bizler sanatçıyız. | Open Subtitles | لا يجب علينا ان نقارن أنفسنا بالناس العاديين، فنحن فنانون |
Ama bunları sismik olayların sıklığı radyasyon ve ısı dalgalanmalarıyla karşılaştırırsak... | Open Subtitles | ولكن حينما نقارن التردد للأحداث الزلزالية والأشعاع المتعدد والتغيرات الحرارية |
Döndüğümüz zaman karşılaştıracağız | Open Subtitles | لذا، عندما نعود، ـ سوف نقارن وقت الساعتين ـ هل سيمر الوقت بشكل مختلف لنا؟ |
Getirdiği zaman, bu ikisi üzerinde çalışıp... - ...hikayelerini karşılaştırmalıyız. | Open Subtitles | عندما تصل يجب أن نشكل فريقين لاستجوابهما و بعدها نقارن قصصهما |
Karşılaştırmayla ilgili bildiğimiz şeylerden bir tanesi: bir şeyi başka bir şeyle karşılaştırdığımızda, değeri değişir. | TED | أحد الأشياء التي نعلمها عن المقارنة: أنه عندما نقارن شئ بآخر، فأنها يغير قيمته. |
Haydi beynin nasıl çalıştığına bir bakalım, ve bilgisayarların nasıl çalıştığıyla karşılaştıralım. | TED | دعونا نلقي نظرة حول كيفية عمل الدماغ ، وبعد ذلك سوف نقارن ذلك مع كيفية عمل أجهزة الكمبيوتر. |
Şimdi bunu bilgisayarların nasıl çalıştığıyla karşılaştıralım. | TED | كيف يمكن أن نقارن بين هذا وطريقة عمل أجهزة الكمبيوتر ؟ |
Tania'nın planıyla senin mimarın planını karşılaştıralım. | Open Subtitles | دعنا نقارن بين خريطة تانيا وخرائط مهندسيك |
Belki sen ve ben tartışma soruları için aldığımız notları karşılaştırabiliriz. | Open Subtitles | ربّما أنت وأنا يمكننا أن نقارن ملاحظاتنا على أسئله المناقشه |
Eğer Monica'da plasenta dokusu bulursak DNA'sını eyalet kayıtlarıyla karşılaştırabiliriz. | Open Subtitles | إذا تمكّنا من إيجاد نسيج من المشيمة في جسد مونيكا فيمكننا أن نقارن الحمض النووي بما هو مدوّن بسجلات الولاية |
Bekle, burda kadınları mı kıyaslıyoruz? | Open Subtitles | انتظر، هل نحن نقارن النساء هنا |
Sonra da bendeki mermi ile senin silahı karşılaştırırız. | Open Subtitles | اذاً يجب علينا بأن نقارن الرصاص بهذا المسدس |
Notları karşılaştırıyoruz. Aynı check uplar... | Open Subtitles | نحن فقط نقارن فيما بيننا نفس المواعيد, وفي نفس يوم الحملل |
Gecenin sonunda, notları karşılaştırmak için buluştuk. | Open Subtitles | في نهاية الامسيه, تقابلنا لكي نقارن الملاحظات |
Herhangi bir şey eklediğini veya değiştirdiğini anlamak için çıktılarla karşılaştırmamız gerekecek. | Open Subtitles | علينا أن نقارن هذا بالنسخ المطبوعة لنر إن كان أضاف أو غير أي شئ |
Kendimizi sıradan insanlarla kıyaslamamalıyız. Bizler sanatçıyız. | Open Subtitles | لا يجب علينا ان نقارن أنفسنا بالناس العاديين، فنحن فنانون |
söyleyemezsin ama seni ve Aaron Williams'ın kariyerlerini karşılaştırırsak. | Open Subtitles | أنت ليس لك يد في ذلك لكن عندما نقارن مسيرتك بمسيرة أرون ويليامز. |
- Herkesi bulduğumuza emin olmalıyız. - Yolcu listesiyle karşılaştıracağız. | Open Subtitles | علينا أنْ نتأكد من وجودهم جميعاً, يجب أنْ نقارن العدد مع سجل الرحلة |
Belirtileri karşılaştırmalıyız gibi geliyor, öyle değil mi? | Open Subtitles | فقط اشعر اننا يجب ان نقارن الملاحظات اليس كذلك؟ |
Ve bu bol proteinli az yağlı süt ürünlerini, örneğin, prostat kanseriyle karşılaştırdığımızda, aradaki ilişki sigarayla akciğer kanseri arasındaki kadar güçlü. | Open Subtitles | و عندما نقارن منتجات الحليب هذه المرتفعة بمستويات البروتين، القليلة الدسم، على سبيل المثال، مع سرطان البروستات، |
Yatakta nasıl olduğun konusunda notlarımızı karşılaştırıyorduk. | Open Subtitles | لقد كنا نقارن الملاحظات عن طـُرقكَ في الفراش |
Gelin biraz düşünelim. Bence kıyaslama -- (Kahkahalar) kıyaslama, beynin büyüklüğüne bağlı olarak yapabildikleri düşünülerek yapılmalı. | TED | لنفكر قليلاً حول هذا. أعتقد أننا نجب أن نقارن بين -- (ضحك) يحب أن نقارن بين حجم الدماغ مع قدراته |