Çocuklarımıza yabancılar hakkında bir şeyler öğretmek için çok zaman harcıyoruz. | TED | إننا نقضي الكثير من الوقت. في تعليم أطفالنا بشأن الغرباء. |
Zaten hep benim dolaba takılıyordu, ayrıca onun dolabı ile benim dolap arasında gidip gelirken çok zaman harcıyorduk. | Open Subtitles | إنّها دائماً هنا في أي حال، و كنا نقضي الكثير من الوقت |
- Lemon birlikte çok zaman geçirdiğimizi biliyorum ama senin için endişeleniyorum. | Open Subtitles | اعلم بأننا نقضي الكثير من الوقت معاً ولكنني قلق عليك لقد تخليتي عن الرامر جامر ولم يقبل عرضك في الفانسي |
Ama gün gün baktığımızda hâlâ arabayla çok vakit geçiriyoruz. | TED | ولكننا ما زلنا نقضي الكثير من الوقت في السيارت يوميًا. |
Ayrıca, bilirsin, burada beraber çok vakit geçirdiğimiz için herkes hakkında her şeyi biliyorum | Open Subtitles | إضافه لذلك , نحن نقضي الكثير من الوقت هنا انا اعرف كل شي عن الجميع |
Hayatlarımızı planlayarak ne kadar çok zaman geçirdiğimiz neler yapmak istediğimize, neler yapmak zorunda olduğumuza dair kendimizi ikna etmemiz çok boktan değil mi? | Open Subtitles | اليس من الغريب كيف نقضي الكثير من الوقت في التخطيط لحياتنا وفي إقناع أنفسنا بما نود فعله بما يتعين علينا فعله ؟ |
Ve bazen, sadece başkalarının çok zor başarabileceği inanılmaz şeyleri başardığımız zaman kutlamaya çok zaman harcadığımızdan, sadece bu tarz şeylerin kutlamaya değer olduğuna kendimizi inandırdığımızdan endişeleniyorum ve böylece | TED | و انا أقلق أحيانا عندما أشعر بأننا نقضي الكثير من الوقت أحتفالا بأشياء بالكاد يفعلها الناس وأننا أقنعنا أنفسنا بأنها الأشياء الوحيدة التي تستحق الاحتفاء بها ، وبدأنا |
Ama yetişkin olarak, kendi içimizde tatsız şekilde o kadar çok zaman geçiriyoruz ki sanki ÖAB'miz var gibi: Özgünlük Açığı Bozukluğu. | TED | لكن ككبار، نقضي الكثير من الوقت غير مرتاحين مع أنفسنا، وكأننا نعاني من ADD: إضطراب نقص الأصالة. |
Sadece birlikte çok zaman geçirdiğimizi düşünüyor. - Sadece yardım etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | انها تظن فقط أننا نقضي الكثير من الوقت معا- لقد كنت دائما أحاول أن أساعد- |
Beraber o kadar çok zaman geçirdiğimizi söyleyemem. | Open Subtitles | لن أقول أننا نقضي الكثير من الوقت معاً |
Birlikte çok zaman geçiriyoruz. | Open Subtitles | وأننا كنا نقضي الكثير من الوقت معاً. |
Belki birlikte çok zaman geçiriyoruz evet. | Open Subtitles | ربما نحن نقضي الكثير من الوقت سوية |
- Çünkü birlikte çok zaman geçirdik. | Open Subtitles | -لأننا نقضي الكثير من الوقت معاً |
Birlikte daha çok zaman geçireceğiz. | Open Subtitles | سوف نقضي الكثير من الوقت معها |
Ve artık birlikte çok zaman geçiriyoruz. | Open Subtitles | وكنا نقضي الكثير من الوقت معا |
Evet, Alex'le çok zaman geçiriyoruz ama sanki ben... | Open Subtitles | إذا , نعم , أنا و " ألكس " نقضي الكثير من الوقت معا ... لكن ليس و كأني أقوم بـ |
Burada Middle'da sinemada çok vakit geçiririz. | Open Subtitles | عندنا في الوسط، نقضي الكثير من الوقت في السينما |
Bazen düşünüyorum da, bu çocuklarla o kadar çok vakit geçiriyoruz ki onlar gibi davranmaya başlıyoruz. | Open Subtitles | اعتقدت في بعض الاحيان أننا نقضي الكثير من الوقت مع هؤلاء الاطفال حتى بدأنا بالتصرف مثلهم . |
İşte çok vakit harcıyoruz. | Open Subtitles | نقضي الكثير من الوقت في العمل. |
Birlikte çok vakit geçirdik arkadas olarak ve... | Open Subtitles | لقد كنا نقضي الكثير من الوقت مع بعض كأصدقاء... |
Aslında, arabalarımızla giysilerimizle saçımızla ilgilenirken daha çok vakit geçiriyoruz. --- tamam, belki saçımızla değil ama anladınız siz beni. Sonuç olarak ise, tabii ki, gergin oluyoruz. | TED | وفي الواقع، نحن نقضي الكثير من الوقت نهتم بسياراتنا، و ملابسنا و تسريحة الشعر اكثر مما نهتم بأنفسنا --حسنا، ربما تسريحة الشعر مبالغ بها ، ولكن يمكنك معرفة أين أرمي بحديثي هذا النتيجة، بالطبع، الإجهاد و التوتر |