Onu öksüzler yurduna mı veririz yoksa bağlayıp göle mi atarız, bu bizim işimiz, senin değil. | Open Subtitles | اما أن نأخذه للملجأ أو نقيده ونلقى به فى البحيرة هذا عملنا ليس عملك |
Onu bağlayıp, sahil evine girdiğimiz zaman ambulans çağırabiliriz. | Open Subtitles | ربما نقيده ونتصل بالإسعاف حالما نفرغ من منزل الشاطئ |
Patron... Neden onu bağlayıp, denize atmıyoruz? | Open Subtitles | ما رأيك في أن نقيده ثم نرميه في البحر ؟ |
Yatağa Bağlarız, toplarını bir kova buza koyarız ve gideriz. | Open Subtitles | نقيده في فراشه، نضع خصيتيه في طبق ثلج، ونغادر. |
Kaptan onu bağlamamız gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول الربان أننا يجب أن نقيده. |
Onu bağlamalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نقيده |
Şey, biz... En azından ellerini bağlayıp ormanda bırakabilirdik. | Open Subtitles | كان يمكن أن نقيده ونتركه في الغابة |
Onu bağlayıp sürükleyelim mi efendim? | Open Subtitles | - أنت يا (روتماير)، اصمت ! -هل نقيده ونخرجه يا سيّدي ؟ |
- Kolay olacak demiyorum. - Ama söyleme şeklin."Bağlarız, ne olacak?" | Open Subtitles | ـ واثق إنه ليس بالأمر الهين ـ لقد قلت،"أياً كان، نقيده" |
Bağlarız, bir şeyler yaparız. | Open Subtitles | فقط نقيده أو أياً كان. |
Onu bağlamalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نقيده |